hayatın zorluğunu istediğini bulduğun site - Ankara ile bilgi
  Ana Sayfa
  İletişim
  rapçilerin resmi
  sagopa kajmer ile bilgi
  ceza ile bilgi
  Kolera aile bilgi
  İstanbul Bilgi
  İstanbul bilgi 2
  İzmir ile bilgi
  Denizli ile bilgi
  Aydın ile bilgi
  Nazilli ile bilgi
  Antalya ile bilgi
  Antalya ile bilgi 2
  Ankara ile bilgi
  Ankara ile bilgi 2
  Adana ile bilgi

Kökenbilim [değiştir]

Ana madde: Ankara (isim)
Fransız ressam Nicolas Poussintarafından yapılan Frigya Kralı Midas veDionysos resmi.

Ankara ili, adını Ankara şehrinden almıştır. Ankara şehrinin adını nereden aldığına dair çeşitli düşünceler vardır. Bazı efsanelere göre Ankara, Frig Kralı Gordios'un oğlu Midas'ın bir gemi çapası bulduğu yerdir.[11] Yunan yazar Pausanias, 2. yüzyılda bir gemi çapasının yöredeki Jüpiter Tapınağı'nda bulunduğunu yazmaktadır.[11] Arrianos, Büyük İskender'in doğu seferini anlattığı Anabasis adlı eserinde, Hellen dilinde "çapa" anlamına gelen Anküra’ya geldiklerini anlatır.[11] Doğu Romalı yazar Etienne, Karyalı tarihçi Apollonius'tan aldığı bilgiye dayanarak, Mısır Kralı Ptolemaios I Soter'i yenen Pontus Kralı Mithridates'in yardımcıları Galatların bir boyu olan Tektosaglar'ın, Anadolu'ya geldikten sonra Mısırlılarla yaptıkları savaşlarda Mısır donanmasından ele geçirdikleri gemi çapasını buraya getirdiklerini, kentin adının buradan geldiğini söyler.[11] 2. yüzyıla ait ve Ankara'daki Anadolu Medeniyetleri Müzesi'nde sergilenen bazı paraların bir yüzünde gemi çapası figürü bulunmaktadır.[12]

Ankara gerçekten de, FriglerGalatlar ve Romalılar tarafından (Klasik, Helenistik ve Doğu Roma dönemlerinde) gemi çapası anlamına gelen Ἄγκυρα(Anküra) olarak adlandırılırdı. Bu ad Latin harfleri ile Batılı kaynaklarda Ankyra ve Ancyra olarak yazılmıştır.[13][14] Günümüzde Batılı dillerde halen kullanılan ve gemi çapası anlamına gelen ankeranchor ve ancre gibi sözcükler, Yunanca anküra sözcüğünden gelmektedir.[15] Yunanca 'Anküra' olarak telaffuz edilen kentin adı, Türklerin Anadolu'ya gelmesinden sonra Ankara ve Engürü olarak değişime uğradı, Batı dillerine de Angora olarak geçti. 16. yüzyıla ait çeşitli resmî evraklarda Ankara (انقره) adı geçmektedir.[16] Evliya Çelebi Seyahatname'sinde, Engürü adının Farsça "engür" (üzüm) sözcüğünden geldiğini, Ankarasözcüğünün de, Ankara Kalesi'nin yapımı esnasında zorba bir kral tarafından işçilerin günde kırk ceviz ve bir parça ekmeğe çalıştırılması nedeniyle "ankariyye" yani zorlama ve bedava işçilik (angarya) sözcüğünden geldiğini ileri sürer.[11]

Türkiye Cumhuriyeti Devleti, 28 Mart 1930'da yabancı ülkelerden Türk kentleri için Türkçe adların kullanılmasını resmen talep etti.[17] Bu tarihten sonra posta idaresi Angora olarak adreslenmiş mektupları Ankara'ya ulaştırmadı.[18] Böylece zamanla Ankara adı evrenselleşti.

Tarihçe [değiştir]

Ana madde: Ankara tarihi

Anadolu'daki ilk insansı kalıntıları Prof. Dr. Fikret Ozansoy tarafından, Ankara'nın Kızılcahamam ilçesindeki Sinaptepe'de bulunmuş, 10 milyon yıl öncesine ait ve Ankara maymunu olarak da bilinen bu kalıntılara Ankarapithecus meteai adı verilmiştir.[19][20]

Ankara, Sakarya Nehri'ni besleyen Ankara Çayı'nın geçtiği ovanın doğu kenarında kurulmuştur. Çubuk Ovası, kenti çevreleyen verimli bir tarım alanıdır. Sonradan Ankara Kalesi'nin kurulduğu tepenin ve eteklerinin sarp yamaçlı olması, tarihte bölgeyi düşman saldırılarına karşı korunaklı kılmaktaydı. Bentderesi’nin dar vadisi, Ankara Kalesi'nin bulunduğu volkanik tepeyi, yaylanın ovaya hakim dik kenarından ayırdığından, askerî öneme haizdi.[21] Kuruluş tarihi kesin olarak bilinmemekle beraber,[8] kentin bilinen tarihi Eski Taş Çağına[22] kadar uzanmaktadır. Bu döneme ait çeşitli eserlere Gâvurkale, Ergazi, Lodumlu ve Maltepe'de rastlanmıştır.[23] Bunlar dışında Ankara'nın Polatlı ilçesinde, M.Ö. 3000 yıllarına ait insan yerleşmelerine rastlanmıştır.[24]

Hititler, Frigler, Lidyalılar, Ahamenişler ve Galatlar [değiştir]

Daha çok bilgi için: HititlerFriglerLidyalılarAhamenişler ve Galatlar
Hitit Uygarlığı'nın simgesi sayılan ve Ankara'nın da amblemi olan Hitit Güneş Kursu.

Hint-Avrupalı bir kavim olan Hititler (M.Ö. 1660-1190), Anadolu'ya boğazlar yoluyla gelmişlerdir. Hititlerin Anadolu’ya göç tarihleri, kesin olarak bilinmemektedir.[25] Ankara ve çevresinde Hitit dönemine ait yerleşkelerin kalıntıları, Balıkhisar, Ballıkuyumcu, Bitik, Karaoğlan, Gâvurkale veKültepe höyükleridir.[26] M.Ö. 2. bin yılın sonlarına doğru Hititlerin siyasal olarak çöktüğü ve yerini Friglere bıraktığı görülmektedir.[27]

M.Ö. 2. binyılın sonlarında bölgede, hızla büyüyen bir Frigya kasabası vardı.[8] Frig Krallığı'nın başkenti olan Gordion kentinin kalıntıları Polatlı'nın 29 kilometre kuzeybatısında bulunmaktadır. Bugün Yassıhöyük denen bölgede bulunan Gordion, en parlak dönemini Frigya Kralı Midas zamanında (M.Ö. 725-675) yaşamıştır.[28] Ankara'da, Frigler dönemine ait kalıntılar arasında bulunan Yumurtatepe Tümülüsü'nün bulunduğu yerin, kurulduğu dönemlerde çok önemli bir yerleşim olmasa da stratejik bir noktada olduğu düşünülmektedir.[13] Frigler, M.Ö. 700'lü yıllarda Kafkaslardan gelenKimmerler tarafından ortadan kaldırıldı.[29]

Tunç Çağı'nın sonlarında Frigler ile birlikte Anadolu'ya gelen ve Batı Anadolu'da varlıklarını sürdüren Lidyalılar, Friglerin ortadan kalkmasını fırsat bilerek Ankara'yı da kapsayan Kızılırmak yöresini ele geçirdiler. M.Ö. 7. yüzyılda Anadolu'ya hakim oldular ve 140 yıl hüküm sürdüler.[30] Lidyalılarınmadeni parayı icat ettikleri kabul edilir.[31] Lidyalılar döneminde Anadolu'da pazar ekonomisi gelişmiş, tahıl üretimi, hayvancılıkzeytinyağı ve şarapüretimi ilerlemiştir. Orta Anadolu'nun ana ulaşım yolu üzerinde bulunan Ankara kenti de bu gelişmelerden istifade etmiştir.[30] Medlerle ve Perslerlesavaşan Lidyalılar, komşuları Ahameniş Pers Hükümdarı Kiros ile M.Ö. 547'de Kızılırmak kavisi içinde yaptıkları savaşı kaybederek tarih sahnesinden silinmişlerdir.[32]

Persler, M.Ö. 545’den itibaren Anadolu’ya egemen olarak, Anadolu’daki Helen kültürüne son verdiler.[33] M.Ö. 5. yüzyılda HerodotPers İmparatorluğu'nun ordu, ticaret ve posta hattı olarak kullanılan Kral Yolu'nun Ankara'dan geçtiğini yazar. Kral YoluEfes'te başlıyor, Sardes şehrinden Lidya'yı, sonra Gordion, Ankyra ve Kızılırmak'tan geçerek, Kapadokya üzerinden Kilikya'ya, oradan Fırat ve Dicle nehirlerini geçip Asur'dan Susa kentine ulaşıyordu.[34]

Ankara, M.Ö. 334'de[8] Makedonya Kralı Büyük İskender tarafından Ahameniş İmparatorluğu'ndan alınana kadar; tarihi boyunca Frigler[35] ve Hititler'in[35][36][37] haricinde HattilerLidyalılarve Ahamenişler egemenliğine girmiştir. M.Ö. 3. yüzyılda Anadolu'ya gelen savaşçı bir kavim olan Galatların Tektosaglar boyuna başkentlik etmiştir.[8] Strabon, ünlü eseri Geographika’da,Ankara Kalesi'nin Tektosaglar tarafından inşa edildiğini söyler.[38] Daha sonra bölgede siyasal birliği kuran[39] Roma İmparatoru Caesar Divi Filius AugustusM.Ö. 25 yılında Ankara'yı ele geçirmiştir.[8]

Roma İmparatorluğu [değiştir]

M.S. 3. yüzyıl ortalarında Roma İmparatorluğu'nda ortaya çıkan sosyal ve ekonomik çöküntüye paralel olarak kent, o günlere kadar koruduğu açık kent niteliğini yitirmiş; çevresi surlarla çevrilmiştir. Roma İmparatorluğu'nun başkenti Bizantion'a taşınınca, Ankara'dan geçen ve başkenti doğuya bağlayan yolların önemi daha da artmıştır. M.S. 10. yüzyıla kadar Ankara diğer Doğu Roma kentleri gibi para ekonomisinin geliştiği, örgütlü bir ekonomik yapısı olan önemli bir merkez özelliği kazanmıştır. Bu dönemde, kent planının temel öğeleri; kenti düşman saldırılarına karşı koruyan kalın surlar, pazar yeri işlevini gören agora ve kilisedir.[13]

Osmanlı İmparatorluğu [değiştir]

Ankara'nın 18. yüzyıldan kalma bir resmi. Bu anonim eser Hollanda'daki Rijksmuseum'dadır.

Ankara'nın Büyük Selçuklu İmparatorluğu'nun eline geçmesi, Malazgirt Savaşı'ndan sonra1073 yılına rastlar. 12. ve 13. yüzyıllarda Selçuklu Sultanlarının da çabasıyla transit ticarette gelişme gösteren Ankara, önce Ahiler'e, ardından 1304'te göreli özerklik verilerek Osmanlı İmparatorluğu'na bağlandı. İlin güneybatı ilçeleri bu dönemde Germiyanoğulları'na bağlanırken, güneydoğu ilçeleri Karamanoğulları'na bağlanmıştır.[40] I. Murat zamanında kesin olarak Osmanlı topraklarına bağlanan ilde, 1402 yılında Büyük Timur İmparatorluğu İmparatoru Timur ile Osmanlı İmparatorluğuPadişahı Yıldırım Bayezid arasında Ankara Savaşı yapıldı.[41][42] Yıldırım Bayezid'in savaşı kaybetmesi ve Timur'a esir düşmesi sonucuOsmanlı DevletiFetret Devri denen bunalım ve iktidar boşluğu dönemine girdi. Ankara Savaşı'nda kent ve çevresi büyük ölçüde harap olmuş, Anadolu birliğini yeniden kuran II. Murat zamanında kent, yeniden onarılmıştır.[13] 1841 yılında Anadolu Eyaleti kaldırılıp yerine vilayetler kurulunca kent bir vilayet oldu.[43] AnkaraÇorumYozgatKayzeri ve Kırşehir sancakları bu vilayete bağlandı. Ankara Vilayeti, varlığını 1922 yılında kadar sürdürdü.[43]

Kurtuluş Savaşı ve Başkent Oluşu [değiştir]

Mustafa Kemal AtatürkMondros Ateşkes Anlaşması imzalandıktan sonra, Padişah VI. Mehmet tarafından olağanüstü yetkilerle donatılarak 30 Nisan 1919'da 9. Ordu Müfettişliğine atadı.19 Mayıs 1919'da Refet Bey (Bele), Kâzım Bey (Dirik), 'Ayıcı' Mehmet Arif Bey ve Hüsrev Bey (Gerede) ile birlikte Samsun'a çıktı. Burada Havza ve Amasya Genelgesi'ni yayınlayan veSivas ile Erzurum Kongresi'ni düzenleyen Mustafa Kemal, İstanbul Hükümeti ile Amasya Protokolü'nü imzalamıştır. Bu protokol üzerine Meclis-i Mebusan açılmıştır. Mustafa Kemal, meclis çalışmalarını daha yakından izleyebilmek için 27 Aralık 1919'da Ankara'ya gelmiştir. Ankara'ya gelmesinin nedenleri arasında buranın demiryolu ağına sahip olması, İtilaf Devletleri tarafından işgal edilmemiş olması, merkezi bir konumda bulunması ve Batı Cephesi'ne yakınlık gibi nedenler de etkili olmuştur. Meclis, 28 Ocak 1920'de oybirliği ile Misakımillî'yi kabul etmiştir. Bunun üzerine İstanbul işgal edilmiş ve meclis kapatılmıştır. Mustafa Kemal, 19 Mart 1920'de illere ve kolordu komutanlıklarına bir genelge göndermiş ve Ankara'da olağanüstü bir meclisin açılacağını duyurmuştur. Seçimlerin ardından 23 Nisan 1920'de TBMM açılmış ve hükümet kurulmuştur. Türk Kurtuluş Savaşı bu meclisten yönetilmiş, savaşın kazanılmasının ardındanLozan Antlaşması imzalanmış ve I. TBMM seçim kararı almış ve yerini II. TBMM'ye bırakmıştır. İnkılap Meclisi olarak da anılan bu meclis 13 Ekim 1923'te Ankara'yı başkent ilan etmiştir.[44][45] [46]

1989'a kadar ile bağlı olan Kırıkkale, 21 Haziran 1989 tarih ve 3578 sayılı yasa gereğince ayrı bir il olmuştur.[47]

Coğrafya [değiştir]

Ana madde: Ankara coğrafyası
Ankara'nın Expedition 19 uzay ekibi tarafından çekilmiş uydu görüntüsü (11 Nisan 2009)

Ankara, doğuda Kırıkkale, kuzeydoğuda ÇankırıÇankırı ve Bolu, kuzeybatıda Bolu, güneyde Konya, güneydoğuda Kırşehir ve Aksaray, batıda Eskişehir ile komşudur.[48]

1355 kilometre uzunluğu ile tamamı Türkiye üzerinde yer alan en büyük nehir olan Kızılırmak ilin doğusunu, 824 kilometre ile tamamı Türkiye'de kalan en büyük nehir olan Sakarya Nehri ilin batısını sulamaktadır. Sakarya Nehri'nin kollarından Ankara Çayı, il merkezinden geçmektedir. Bu çayın üzerinde, Anadolu Selçuklu Sultanı I. Alaeddin Keykubad zamanında yaptırılan Akköprü bulunmaktadır.[49][50] İlin güneyinde ise 1300 km² ile ülkenin en büyük ikinci[51][52], %32,4 tuz oranıyla[51] da dünyanın en tuzlu ikinci gölü[53] olan Tuz Gölü vardır. Ayrıca Tuz Gölü'nün de içinde bulunduğu havza, Türkiye'nin en büyük kapalı havzasıdır.[54]

Ovalık bir alanda kurulan ilin yüzölçümünün; yaklaşık %50'sini tarım alanları, %28'ini ormanlık ve fundalık alanlar, %12'sini çayır ve meralar, %10'unu tarım dışı araziler teşkil etmektedir. İlin en yüksek noktasını 2.015 m. yüksekliğindeki Elmadağ, en geniş ovasını 3.789km²'lik yüzölçümü ile Polatlı Ovası, en büyük gölünü yaklaşık 490 km²'lik yüzölçümü ile Tuz Gölü'nün il içindeki alanı, en uzun akarsuyunu yaklaşık 151 km'lik uzunluğu ile Sakarya Nehri'nin il içindeki alanı, en büyük barajını 83,8 km²'lik yüzölçümü ile Sarıyar Barajı oluşturmakta olup, il geneli itibarıyla 14 doğal göl, 136 sulama göleti ve 11 baraj bulunmaktadır.[55]

İklim [değiştir]

Güneyde ve orta bölümlerde Bozkır İklimi, kuzeyde ise Karadeniz İklimi'nin ılıman ve yağışlı halleri görülebilir. Genel olarak Bozkır İkliminin hüküm sürdüğü Ankara'da, kışlar soğuk ve kar yağışlı, yazlar ise sıcak ve kuraktır. Yağışlar en çok ilkbahar mevsiminde düşer. Karın yerde kalma süresi ortalama 62 gündür. Gece ile gündüz, yaz ile kış mevsimi arasında önemli sıcaklık farkları bulunur. En sıcak aylar temmuz (ortalama 23,4 °C) ve ağustos (ortalama 23,9 °C), en soğuk aylar ise ocak (ortalama 0,6 °C) ve şubat (ortalama 1 °C) olarak belirlenmiştir.[56][57]

Aşağıdaki tablo Ankara şehri'nin sıcaklık ve yağış değerlerini gösterir ve maddeye Ankara ili hakkında bilgi vermesi için eklenmiştir:


[gizle] Ankara şehri Sıcaklık ve Yağış Değerleri 
Aylar Oca Şub Mar Nis May Haz Tem Ağu Eyl Eki Kas Ara Yıl
En sıcak rekoru °C (°F) 11
(52)
17
(63)
27
(81)
27
(81)
31
(88)
38
(100)
37
(81)
42
(108)
33
(91)
30
(86)
21
(70)
17
(63)
42
(108)
Ort. en sıcak °C (°F) 1
(34)
4
(39)
10
(50)
15
(59)
20
(68)
24
(75)
27
(81)
28
(82)
24
(75)
18
(64)
10
(50)
4
(39)
16
(61)
Ort. en düşük °C (°F) -6
(21)
-5
(23)
-1
(30)
3
(37)
6
(43)
9
(48)
12
(54)
12
(54)
8
(46)
3
(37)
-1
(30)
-3
(27)
3
(37)
En düşük rekoru °C (°F) -31
(-24)
-31
(-24)
-27
(-17)
-7
(19)
-6
(21)
2
(36)
3
(37)
3
(37)
-2
(28)
-8
(18)
-18
(-0)
-25
(-13)
-31
(-24)
Yağış mm (inches) 40
(1.57)
31
(1.22)
36
(1.42)
51
(2.01)
52
(2.05)
39
(1.54)
17
(0.67)
15
(0.59)
18
(0.71)
32
(1.26)
36
(1.42)
48
(1.89)
415
(16,34)
Bugün 5 ziyaretçi (7 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol