Ankara nüfusunun dörtte üçü hizmet sektöründe çalışmaktadır ve bu sektör ilin gayrisafi hasılasında en büyük paya sahiptir. Bu sektörün bu kadar gelişmesinin nedeni, göçle gelen nüfusa isthidam sağlayacak kadar büyük sanayinin bulunmamasıdır. Ankara il genelinde toprakların %60'ı tarım alanı olarak kullanılmaktadır ve bu oran Türkiye ortalamasının oldukça üzerindedir.[60]
Kent, Türkiye gayrisafi millî hasıla'sının %9'una sahiptir. Ülkenin toplam vergi gelirlerinin %12'si, bütçe gelirlerinin %12.3'ü kentten toplanır; buna karşılık ilin ülke bütçesinden aldığı pay %6.4'tür. 2006 yılında Ankara'nın bütçe gelirlerine 16,5 milyar TL, bütçe gelirlerine katkısı 21,1 milyar TL olup, bütçeden aldığı pay 11,3 milyar TL'dir.[60]
2006 yılında toplam 1.355.000 kişinin istihdam edildiği Ankara'daki işsiz sayısı, 185 bin kişidir ki bu oran olarak %12,1'e denk gelmektedir.[60]
Pricewaterhouse Coopers’ın “Dünyada En Büyük Şehir Ekonomileri Hangileri ve Bu 2020 Yılında Nasıl Değişecek” raporuna göre dünyanın en büyük 100 kenti arasında 2005 yılında 94. olan kent, 2008'de 80. sıraya yerleşmiştir. İlin 2020 yılında dünya kentleri sıralamasında 115 milyar $ gelirle 74. sıraya yerleşmesi planlanmaktadır.[61][62]
Kent, 2008 yılı Türkiye ihracatında 4.617.354 $'lık dışsatımla, İstanbul, Bursa, Kocaeli ve İzmir'den sonra beşinci, 19.062.872 $'lık dışalımla İstanbul ve İzmir'den sonra üçüncü olmuştur.[60]
Ankara, Türkiye'nin madencilik potansiyeli fazla olan illerindendir. İlin Beypazarı ve Nallıhan ilçelerinde Türkiye'nin en önemli linyit yataklarından bazıları bulunur. Tuz Gölü çevresinde önemlipetrol yatakları olduğu tahmin edilmektedir ve bu yönde araştırmalar yapılmaktadır. Ayrıca Tuz Gölü ve çevresinde tuz çıkarımı yapılır. Türkiye'de İzmir'deki Çamaltı Tuzlası'ndan sonra en büyük tuz çıkarımı, Tuz Gölü ve çevresinden yapılmaktadır.[63]
İlde ayrıca, Beypazarı ve Kızılcahamam çevresinde Sodacılık gelişmiştir.[63]
İle bağlı
Güdül ilçesi'nde turistik değer taşıyan mağaralar.
Denizi olmayan, bu nedenle de deniz turizminden mahrum olan Ankara'da, başta kültür turizmi olmak üzere, kent merkezi ve çevresinde kongre turizmi, Elmadağ çevresinde kış turizmi, Kızılcahamam, Ayaş, Çubuk ve Haymana çevresinde kaplıca turizmi ile Güdül'deki Tuluntaş Mağarası'da mağara turizmi gerçekleştirilmektedir. Anıtkabir başta olmak üzere birçok müze ve anıt ile Beypazarı ve Kızılcahamam'daki tarihi evler yurtiçi turizmine katkıda bulunmaktadır.[64]
Ankara'ya 2001 yılında 208.101 yabancı giriş yapmıştır. Aylara dağıtıldığında en çok turist 40.403 kişiyle temmuz ayında, en az turist 9.099 kişiyle kasım ayında gelmiştir.[65]
Turist sayısını artırmak için kongre ve eğlence turizmi odaklı bir politika izlenmektedir. Bunun için Yenimahalle'de bir kongre sarayı[66] ve Aşağı Yurtçu-Ballıkuyumcu'da bir Disneyland kurulması planlanmıştır. Disneyland'ın yapımı 3 milyon m² alana yapılacak olup yaklaşık 1 milyar $'a malolması beklenmektedir. Yapımı en az birkaç yıl sürecek olan Disneyland Türkiye'de alışılageldik Disney karakterlerinin yanısıra Türk dünyasından motiflere ve kahramanlara da yer verilmesi düşünülmektedir. Hedef kitle olarak Orta Doğu ve Batı Avrupa halkları belirlenmiştir.[67]
Bir diğer proje olan Türkiye Uygarlıklar Müzesi kurulduktan sonra, müzenin yılda 5 milyon turist alması planlanmaktadır.[68]
(2008)[69]
0 - 4 |
331.158 |
|
5 - 9 |
345.329 |
|
10-14 |
357.559 |
|
15-19 |
354.576 |
|
20-24 |
419.914 |
|
25-29 |
431.961 |
|
30-34 |
398.132 |
|
35-39 |
373.252 |
|
40-44 |
342.467 |
|
45-49 |
310.850 |
|
50-54 |
257.265 |
|
55-59 |
195.040 |
|
60-64 |
140.901 |
|
65-69 |
104.618 |
|
70-74 |
74.064 |
|
75-79 |
62.950 |
|
80+ |
48.894 |
|
|
Ankara ili kent merkezi, başkent olmadan önce birkaç bin kişilik bir nüfusa sahipti; ancak başkent olduktan sonra önce İstanbul ve İzmir'den sonra en kalabalık üçüncü kent oldu, ardından İzmir'i geçerek İstanbul'dan sonra Türkiye'nin en kalabalık kenti oldu. Ankara bugün dünyanın en kalabalık 45. kentidir. Kent nüfusu bugün dört milyon civarında olmakla birlikte her geçen gün büyümektedir. Kent, ülkenin en çok göç alan kentlerindendir. İl nüfusu 4.466.756,[70] merkez nüfusu 3.203.362 kişidir. 1990 yılında 2.583.963 olan nüfus, 2000 yılında %21.48 artarak bu orana ulaşmıştır.[3] Bu oran %15.78 olan İç Anadolu Bölgesi ve %18.28 olan Türkiye ortalamasından yüksektir. Kent nüfusunun %88'i kentlerde, geriye kalan %12'si köylerde yaşar.[3] Ayrıca 11.608.868 kişilik İç Anadolunüfusunun yaklaşık dörtte biri Ankara'da yaşar. İl nüfusunun %80'i merkezde yaşar.[3]
Ankara'da 2008 yılındaki verilere göre altı yaşın üstündeki 138.599 kişi okuma yazma bilmemektedir. Bunun 20.983'ü erkek, 117.616'sı kadındır. 251.766 kişinin okuma yazma bilip bilmediğine dair bilgi olmamakla birlikte 3.614.367 kişi okuma yazma bilmektedir.[71]
Ankara ilindeki nüfusun 1.537.242'si nüfusa Ankara adına kayıtlı iken geri kalan nüfus diğer illerden göçenler ve yabancılardan oluşmaktadır. Diğer illerden gelen nüfus içinde en büyük oran 323.809 kişiyle Çorum'a aittir. Çorum'u 284.416 kişiyle Yozgat, 222.470 kişiyleÇankırı, 174.363 kişiyle Kırşehir, 158.991 kişiyle Kırıkkale 140.603 kişiyle Sivas izler. İç Anadolu Bölgesi'nden olmayanlar içinde en yoğun nüfus ise 91.038 kişiyle Erzurum'a aittir. Bu ili 77.962 kişiyle Bolu, 74.810 kişiyle Kars izler. Ankara'da en az nüfus barındıran iller ise, 1.802 kişiyle Hakkâri, 1.181 kişiyle Yalova, 3.921 kişiyle Kırklareli'dir.[72]
|
İlde, özellikle merkezde kent içi ulaşımda son zamanlarda en yoğun taşımacılık metro ile yapılmaktadır. EGO Genel Müdürlüğü tarafından işletilen Ankara metrosu günde yaklaşık 150.000 yolcu taşımaktadır.[73] Metro ağında halihazırda Metro ve Ankaray adı altında iki ayrı taşıma sistemi çalışmaktadır. Ankaray Metroya göre daha hafif bir raylı sistemdir. Şu an inşaatı süren 4 adet metro ağı vardır.[74]
Günlük ulaşımda belediye tarafından işletilen otobüsler ile özel olarak işletilen dolmuşlar da kullanılmaktadır. Belediyeye ait araçlarda manyetik kontörlü kartlar kullanılmaktadır. Özel araçlarda ise nakit kullanılmaktadır.
İl merkezinin kuzeyinde yer alan Esenboğa Uluslararası Havalimanı kente havayolu ile giriş çıkışı sağlayan en önemli noktadır.[75] 2006 yılında tamamen yenilenip kapasitesi ve işlevi çağdaşlaştırılmıştır. Havalimanını kent merkezine bağlayan yol da tamamen yenilenmiş ve yeni geçitler devreye sokulmuştur. Havayolu ile kente ulaşmanın bir başka yolu da ordunun hizmetindeki Etimesgut Askeri Havalimanıdır. Bu havalimanı sivil uçuşlar için kullanılmasa da gerektiğinde alternatif olarak kullanılabilmektedir.[76]
Kente giriş çıkışlarda diğer önemli yer Ankara Şehirlerarası Terminal İşletmesi yani kısaca AŞTİ'dir. Avrupanın en büyük otobüs terminalleri arasında yer alan tesislerde restoranlar, emanetçiler, büfeler ve firmalar için servis istasyonları da bulunur. Tesislerin Ankaray bağlantısı olduğu gibi taksi servisi de vardır.
Tren yolu ile giriş çıkışta en önemli yer TCDD Ankara Garı'dır. Burası aynı zamanda ülkenin doğusu ile batısının ayrıldığı noktadır. Halihazırda ülkenin dört bir yanına ve banliyölere buradan tren seferleri düzenlenmektedir. Eskişehir üzerinden kenti İstanbul'a bağlayacak olan hızlı tren projesi'nin Ankara - Eskişehir kesimi 2009'da hizmete açıldı.[77]
İl merkezinin büyük merkezlere uzaklığı (km) şöyledir: İstanbul 454, Antalya 544, Bursa 380, Diyarbakır 981, Eskişehir 232, Gaziantep 682, İzmir 582, Konya 258, Samsun 417, Trabzon763, Erzurum 880 km.[78]
- Ana madde: Ankara hastaneler listesi
İl merkezindeki yeşil alanlardan Botanik Parkı.
Ankara'da 2009 itibarıyla 33 tane Türkiye Cumhuriyeti Sağlık Bakanlığı'na bağlı, 8 üniversitelere bağlı, 2 askerî, 3 resmî, 20 özel, 1 belediye hastanesi olmak üzere toplam 67 hastane ve 1 ağız ve diş sağlığı merkezi bulunmaktadır.[79]
Ayrıca Yenimahalle ilçesine bağlı Batıkent semtinde bir hastane inşaatı vardır.[80] 200 yatak kapasiteli bu hastanenin kapasitesi yapılan eklerle 600 yatağa çıkarılacaktır.[81] Bu hastanenin yanında Batıkent'e bir de Ağız ve Diş Sağlığı Hastanesi kurulmaktadır.[82]
Parklar ve yeşil alanlar [değiştir]
Ankara'daki önemli parklar arasında Atatürk Orman Çiftliği, Altınpark, Gençlik Parkı, Abdi İpekçi Parkı, Güven Park, Kurtuluş Parkı, Seğmenler Parkı, Botanik Parkı, Kuğulu Park, Soğuksu Millî Parkı, Harikalar Diyarı ve Göksu Parkı sayılabilir. Bu parklar arasında Harikalar Diyarı, 1 milyon 300 bin m²'lik alanıyla Avrupa'nın en büyük parkıdır. [83]
Kentte kişi başına düşen yeşil alan miktarı 2009 yılında 14.91 m², Türkiye Büyük Millet Meclisi, Atatürk Orman Çiftliği, Cumhurbaşkanlığı tesisleri ve Askeri tesisler dahil edilince 72 m²'dir. Toplam yeşil alan miktarı 230.920.125 m² olup, bu alanın büyütülmesine uğraşılmaktadır. 1994-2007 yılları arası, yaklaşık 4.6 milyon adet boylu ağaç, fidan, çalı ve çiçek dikilen kentte, yılda ortalama 1.3 milyon adet çiçek, 30 bin adet fidan üretimi yapılmaktaktadır. 2009 yılında 1.113.300 adet fidan ve çalı dikimi ile 4967 adet ağaç dikimi gerçekleştirilmiştir. Kentte ağaç, fidan, çiçek dikimi ve bakımı ile uğraşan 412 kişi istihdam edilmektedir.[84]
Atatürk Orman Çiftliği [değiştir]
- Ana madde: Atatürk Orman Çiftliği
Atatürk Orman Çiftliği; Hayvanat Bahçesi, Atatürk evi, piknik alanı ve doğal parktan oluşmaktadır.[85] Mustafa Kemal Atatürk'ün 5 Mayıs 1925 yılında, Ankara'da modern bir çiftlik kurulması için verdiği talimat ile kurulmuştur.
Türk Kurtuluş Savaşı bittikten sonra Atatürk, "Ulusal ekonominin temeli tarımdır. Bunun içindir ki tarımda kalkınmaya büyük önem vermeliyiz. Köylere kadar yayılacak programlı ve pratik çalışmalar, bu amaca ulaşmayı kolaylaştıracaktır. Ancak bu yaşamsal işi isabetle amaca ulaştırabilmek için, ilk önce ciddi etütlere dayalı bir tarım siyaseti uygulamak ve onun için de her köylünün ve bütün vatandaşların kolayca kavrayabileceği ve severek uygulayabileceği bir tarım rejimini kurmak gerektir diyerek tarıma öncelik verdiğini belirtmiş, Yeşili görmeyen gözler renk zevkinden mahrumdur. Burasını öyle ağaçlandırınız ki kör bir insan dahi yeşillikler arsında olduğunu fark etsin." diyerek Atatürk Orman Çiftliği'nin kurulmasında öncü olmuştur. Bunun için çitlik idare merkezi ile, parkların ve sebze bahçelerinin de üzerinde bulunduğu 20.000 dönüm arazi satın alındı. Çiftlik, Mustafa Kemal Atatürk'ün ölümü üzerine hazineye bağışlanmıştır.[86]
- Ana madde: Gençlik Parkı
Ulus'taki Gençlik Parkı, Cumhuriyetin ilk yıllarında bataklıklarla kaplı olan 28 hektar büyüklüğündeki arazide kurulmuştur. Park yapılmasına karar verilen arazinin bir bölümünde "Ay-Yıldız" adında bir futbol sahası bulunmaktaydı. Parkın inşaatına 1936 yılında başlandı. 600 bin TL ödenek ayrılarak iki yılda bitirilmesi planlanan park 19 Mayıs 1943 günü hizmete açıldı.[87]
İlk projede, Ankara ikliminde yaşayabilecek kuşlar için bahçe, açık hava halk tiyatrosu, çocuk bahçesi, labirent, yüzme havuzu ve atlı gezintiler için 2200 metrelik bir gezi yolu bulunmaktaydı. 1951 yılında gösteri için gelen İtalyan oyun parkı Lunapark'ın benzeri, Gençlik Parkı içinde kuruldu. 1956 yılında "Bugünkü Ankara" adında bir sergi açıldı. 1957 yılında TCDDtarafından parkı dolaşan iki minyatür tren işletilmeye başlandı. Daha sonra park içerisinde nikah salonu kuruldu.[87]
2007, 2008 ve 2009 yıllarında yenilenen parka, Ankara Büyükşehir Belediyesi ve TÜBİTAK'ın işbirliği ile Türkiye'nin ilk bilim merkezi kurulmaktadır.[88]
- Ana madde: Altınpark (park)
Altınpark Ankara'nın Keçiören ilçesinin Aydınlıkevler semtinde bulunan, 640 bin m² bir alan üzerinde, %85'ini yeşil alan ve gölet düzenlemeleri, %15'ini de yapılar ve meydanların oluşturduğu Ankara'nın en büyük rekreasyon alanlarından biridir. 1977 yılına kadar golf kulübü olarak kullanılan bu alana 1985 yılında açılan yarışmada birinci gelen projenin uygulanması ile bugünküAltınpark ortaya çıkmıştır.[89]
640 bin m² alanın 261.160 m²'si yeşil alan, 32.700 m²'si gölet, 46.758 m²'si çalıdır. Ayrıca 17.466 m²'lik bir alanda ağaçlar vardır.[90]
Ankara'nın 25 ilçesi vardır ve bunların 18'i merkez ilçedir.[91] 2009 Türkiye Cumhuriyeti Yerel Seçimleri'ne göre bu ilçelerin tümü üç parti tarafından yönetilmektedir. Bu ilçelerden 14'ü Adalet ve Kalkınma Partisi tarafından yönetilmektedir ve bu ilçelerin dokuzu merkez ilçedir. Yine 2009 Seçimleri'ne göre dört ilçe Cumhuriyet Halk Partisi tarafından yönetilmektedir. Bu ilçelerin tümü merkez ilçedir. Son parti olan Milliyetçi Hareket Partisi ise 7 ilçe yönetmektedir ve bunların 3'ü merkez ilçedir.[92][49]
İlin merkez ilçelerinin belediye başkanı ve kenti yöneten parti tablosu:
İlin diğer ilçelerinin belediye başkanı ve kenti yöneten parti tablosu:
Belediye başkanları [değiştir]
Bu liste Ankara kent merkezinin Belediye Başkanlarının kronolojik bir sıralamasıdır.
|
Ankara'nın ilçelerini gösteren tıklanabilir harita.
|
Kültür ve sanat [değiştir]
- Ana madde: Ankara'daki müzeler
Ankara ilindeki müzelerin büyük çoğunluğu Ankara şehir merkezi sınırları içerisinde kalır. İlde çeşitli kurumlarca işletilen 42 müze bulunmaktadır.[94]Bunların en önemlileri şunlardır:
- Anadolu Medeniyetleri Müzesi: Atpazarı semtinde, Ankara Kalesi'nin dış duvarının güneydoğusundaki iki Osmanlı yapısında yer alır. Bu yapılardan biri Mahmut Paşa Bedesteni, diğeri Kurşunlu Han'dır.[95] Anadolu'nun arkeolojik eserlerini sergileyen ve dünyanın sayılı müzeleri arasında yer alan bir müzedir. [96][13][97]
- Etnografya Müzesi: Önceleri Arkeoloji müzesi yapılması düşünülen yapıya sonraları Resim ve Heykel Müzesi kurulması kararlaştırılmış, Mustafa Kemal Atatürk'ün mezarı Anıtkabir yapılana kadar burada saklanmıştır.[98][97]
- Kurtuluş Savaşı Müzesi: I. TBMM binasında hizmet veren bir müzedir. 23 Nisan 1961'de "Türkiye Büyük Millet Meclisi Müzesi" adıyla halkın ziyaretine açılmıştır. Mustafa Kemal Atatürk'ün doğumunun 100. yılını kutlama programı çerçevesinde, 1981 yılında Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanlığı Eski Eserler ve Müzeler Genel Müdürlüğü tarafından restorasyon ve teşhir-tanzim çalışmaları sonucu 23 Nisan 1981 tarihinde "Kurtuluş Savaşı Müzesi" adıyla yeniden ziyarete açılmıştır.[100][97]
- Cumhuriyet Müzesi: II. TBMM binasında hizmet veren müzedir. Müzede ilk üç Cumhurbaşkanı dönemini yansıtan olaylar, onların kendi sözleri, fotoğrafları, bazı özel eşyaları ile o dönemde mecliste alınan kararlar ve kanunlar sergilenmektedir.[101][97]
Bu müzelerden başka Ankara'ya dünyanın en büyük müzesinin kurulması düşünülmektedir. Türkiye Uygarlıklar Müzesi olarak adlandırılan müze, 40 binm² alana kurulacak.[103][104] Bu müzenin yılda 5 milyon turist alması planlanmaktadır.[68]
Anıtlar ve heykeller [değiştir]
- Ana madde: Ankara'daki anıtlar ve heykeller
Ankara'da birçok anıt ve heykel bulunmaktadır. Bunların en önemlilerinden Ulus semtindeki Atlı Atatürk ve Mareşal Atatürk Anıtları, Pietro Canonicatarafından 1927 yılında yapılmıştır.[13][105]
Ulus'taki bir başka heykel olan Zafer Anıtı, Heinrich Krippel 1927 yılında tarafından yapılmıştır.[13]
Önemli anıtlardan Güvenpark Anıtı, Anton Hanak ve Joseph Thorak tarafından yapılmış ve Kızılay Meydanına yerleştirilmiştir. Heykelin Açılışı 1935 yılında yapılmıştır. Bu anıta Güvenlik ya da Emniyet Anıtı da denir.[105]
Çağdaş anıtlardan Hitit Güneş Kursu Anıtı, Nusret Suman tarafından yapılmış ve Sıhhiye Meydanına yerleştirilmiştir. Açılışı 1978 yılında yapılmıştır. Taşankara ise Jørgen Haugen Sørensentarafından yapılmış ve Sakarya Caddesine yerleştirilmiştir. Açılışı 1992 yılında yapılmıştır.[13]
Arkeolojik alanlar [değiştir]
Ankara'da birçok arkeolojik alan vardır. Bunların en önemlilerinden Roma Hamamı, Ulus Meydanı'ndan Yıldırım Beyazit Meydanına uzanan Çankırı Caddesi üzerinde yer alır, 3. yüzyılda Septimius Severus'un oğlu Roma İmparatoru Caracalla tarafından Sağlık Tanrısı Asklepios adına yapılmıştır.[106][107][108][97] Diğer bir önemli yapı olan Augustus Tapınağı, Ulus'ta Hacı Bayram Camisi bitişiğindedir. M.Ö. 2. yüzyılda Frigyatanrısı Men adına yapılmış olan tapınak zamanla yıkılmıştır. Bugün kalıntıları bulunan tapınak ise son Galatya hükümdarı Amintos'un oğlu kral Pilamenes tarafından Roma İmparatoru Caesar Divi Filius Augustus adına bir bağlılık nişanesi olmak üzere yaptırılmıştır.[109][13][97]
Romalılar'a ait Jülian Sütunu, Ulusta bulunur. Sütün 362 yılında Roma İmparatorluğu İmparatoru Julianın Ankara ziyareti onuruna dikilmiştir.[13][97]
Kentteki en önemli Selçuklu yapısı olan Akköprü, Yenimahalle ilçesinin Varlık Mahallesi'nde bulunur. Köprü Anadolu Selçuklu Sultanı I. Alaeddin Keykubad zamanında yaptırılmıştır.[49][50]
Çağdaş yapılar [değiştir]
Ankara'daki çağdaş yapılar içinde en önemlileri kent merkezinde toplanmıştır. Bunlardan bazıları Atakule, Kocatepe Camisi, Maltepe Camisi veArmada'dır.
Atakule, Çankaya'nın Cinnah Caddesi ile Çankaya Caddesi'nin kesiştiği, Zübeyde Hanım Meydanı'nda bulunur. Bu iş merkezi, Ankara'nın başkent oluşunun 66. yıldönümü nedeniyle 13 Ekim 1989'da açılmıştır. Ankara'nın açılan ilk, Türkiye'nin ikinci alışveriş merkezi olan Atakule, 125 m yüksekliğe ve kulenin tepesinde döner restorana sahiptir.[110][111]
İlin çağdaş yapılarından
Armada.
Çankaya'nın Kocatepe semtindeki Kocatepe Camisi'nin yapımına 1967 yılında başlanmış ve 1987 yılında bitirilmiştir. 88 m uzunluğunda dört minaresi vardır.[112] Ana mekânı 4 fil ayağı üzerine oturan bir merkezi kubbe ile dört yarım kubbeden oluşur.[113]
Cumhuriyet döneminde yapılan diğer bir önemli cami olan Maltepe Camisi, Çankaya'da bulunur. Mimari açından Osmanlı mimarisi'ne benzeyen cami, yeşil bir kubbeye sahiptir. Eni 20 m, boyu 20 m yüksekliği 30 m olan Maltepe Camisi, beyaz taş ve tuğladan inşa edilmiştir. Caminin birer şerefeli 50 m yüksekliğinde iki minaresi vardır. Minarelerde 142 merdiven ile şerefeye çıkılır.[114]
Armada, 133 m yüksekliğinde, 33 katlı bir iş merkezidir. 28 Eylül 2002'de açılan yapının 4. katında, alışveriş merkezi olan yapının diğer katlarında stüdyo daire şeklinde, evler bulunmaktadır. Anteni ile birlikte yüksekliği toplam 140 m'dir.[115]
Ankara türküleri, saz çalma törelerine, ortam katılımcılarına ve konularına göre birkaç türe ayrılırlar:
Divan müziği, Divan sazı adı verilen yaylı bir sazla çalınır, genellikle sazdan başka enstrüman kullanılmaz. Saz çalma usulü ise bir töreye bağlıdır. En iyi saz çalan yaşlı kimse ortaya ve yükseğe bağdaş kurarak oturur, ikinci derecede saz çalanlar etrafına dizilirler. Divanlar bir öğüt ve yaşam dersi niteliğinde olup, nazım şeklindedirler. Doğayı, aşkı, gurbeti, hasreti, isyan ve ilenci, yiğitlik ve kahramanlığı, ölümü tasvir ederler.[116]
Kırat müziğinde, Türklerin kahramanlık öykülerine girmiş, yiğitlere arkadaş olmuş, onunla vuruşmuş, onunla ölmüş olan atın öyküsü anlatılır.[116]
Muhabbet havaları, daha çok yaşlı ve olgun kimselerin topluluğunda çalınır. Bu toplantıda içki ve saz bulunmasına rağmen sık sık savak verilir. Dinleme sırasında sohbet edilir. Topluluğun en yaşlısı konuşur, diğerleri onu dinler. Saz başlayınca konuşulmaz, sesi uygun olanlar saza eşlik ederler.[116]
Oturak havaları (kıvrak zil havaları), muhabbetle havalarından faklıdır. Oturak aleminde saz ve içkiden başka kadınlar da bulunur. İçki ve mezeyi kadınlar dağıtır. Bunlar saki ve rakkase olarak adlandırılmış olup, para ile tutulurlar.[116]
Bozlaklar (uzun havalar), genellikle aşk, gurbet, sitem, isyan, ilenç, yakarış gibi ruh hallerini dile getirirler.[116]
Ankara halk oyunları zeybekler ve düz oyunlar olmak üzere iki bölümde incelenir:
Zeybekler, yiğitlik ve mertlik teması üzerine kurulu oyunlardır. Sazla oynanmakta olup, ağır bir melodisi vardır. En az iki kişi tarafından oynanır. Zeybek oyunlarında dikkat edilecek husus, oyunun vermiş olduğu karakteristik hava ve melodiye göre jest ve figürleri ayarlamaktır. Yani duruş, kasılış ve poz zeybek oyununun gösterişini ortaya koyar. Zeybek oyunlarının başlıcaları, Ankara zeybeği, mendil zeybeği, Karaşar zeybeği,Seymen zeybeği, Seymen alayı ve Yağcıoğlu zeybeğidir.[118]
Oyun havaları eşliğinde oynanan Ankara düz oyunlarının ahengi farklı, ritmi yumuşaktır. Sazın sesi bazen hareketli, bazen duygulu, bazen de coşkuludur. Düz oyunların figürleri ayak oyunlarıyla süslenmiştir ve birbirine çok benzer. Hepsi, saz eşliğinde ve grup halinde oynanır. Bu oyunların en meşhurları, misket, fidayda[117] (hüdayda), mor koyun, yandım şeker, name gelin, sabahî, yıldız, çarşamba ve Arap oyunudur.[118]
Eski Ankara evlerinde aşhane veya ayşene de denilen mutfak, evin en büyük kısmını meydana getirirdi. Mutfakta çork denilen bir ocak vetandırın yanısıra, iki katlı, müsandere denilen bir kiler bulunurdu. Mutfağın bir köşesine yakmak üzere odun istif edilirdi. Yemek genellikle mutfakta yere serilen sofralarda yenirdi. Mutfak eşyaları da yöreye has isimlerle adlandırılırdı. Örneğin fıçıya bodu, sofra bezine boğ, bıçağa eğri, oklavaya oklağaç, rafa terek, tepsiye tıngır denirdi.[119]
Günümüzde çağdaş mutfaklar ve adlar yaygınlaşmakla birlikte, eski Ankara mutfağına has birçok yemek ve tatlı hâlâ yaşatılmaktadır. Bunların arasında, dutmaç ve miyane gibi çorbalar;Ankara tavası, alabörtme, calla, ilişkik, sızgıç, siyel, siyer, bici, pıtpıt pilavı, mucirim köftesi, tohma, şirden dolması, papaç, yalkı, carcıran, göter, kaile, topaç, cızlama, öllüğün körü gibi yemek ve hamur işleri; karga beyni, köyter, omaç, perçem, tiltil helvası, zerdali boranası ve Beypazarı yöresine ait 80 katlı baklava gibi tatlılar ile bazlamacın, gizleme, çerpit, kartalaç, kömbe, kete, saçkıran, şerit ve yarımca gibi ekmekler sayılabilir.[119][120]
Kentte geleneksel hale getirilen birçok şenlik vardır. Ankara'daki sinema alanındaki önemli organizasyonlardan biri Ankara Uluslararası Film Festivali'dir.[121] 1998 yılından beri düzenlenen festival, belgesel, uzun film ve kısa film yarışmaları barındırır. Yaklaşık 17 dalda ödül dağıtılır.
Tiyatro alanındaki önemli bir şenlik, Toplumsal Araştırmalar Kültür ve Sanat İçin Vakıf tarafından 1996 yılından beri gerçekleştirilen Uluslararası Ankara Tiyatro Festivali'dir.[122] Bunların dışında Ankara'da 1983'ten beri Ankara Uluslararası Müzik Festivali[123] ve 1996'dan beri de Ankara Caz Festivali gerçekleştirilir.[124]
Bunların dışında Ankara'da birçok ilçenin ve yerleşim biriminin şenlikleri vardır. Bunlar içinde en önemlisi Beypazarı Festivali'dir. Bu şenliğin tam adı Uluslararası Tarihi Evler, El Sanatları, Havuç ve Güveç Festivali'dir. Bu şenliğe Türkiye'den ve dünyadan birkaç kent katılır. Şenlik her yıl ekimayında gerçekleştirilir.[125][126] [127]
Kentteki bir başka şenlik, Kızılcahamam ilçesinde düzenlenen Kültür ve Su Festivali'dir. Geleneksel hale getirilen bu şenlik, her yıl ağustosayında gerçekleştirilir.[128][127]
İlin , kendi adıyla anılan kedi, keçi, tavşan, armut, çiğdem ve balı, ayrıca Kalecik Karası olarak bilinen misket üzümü meşhurdur.[7] Ankara'nın simgesi durumunda olan bu varlıklardan özellikle Ankara kedisi ve keçisi artık sadece Ankara'da değil, dünyanın birçok ülkesinde de yetiştirilmekte ve hem şehrin hem de Türkiye'nin tanıtımına katkıda bulunmaktadır.[7]
Ankara kedisinin anavatanı Ankara'dır. 1620-1625 yıllarında Fabri de Peiresc adındaki bir Fransız bilim adamı tarafından birkaç çifti Avrupa'ya götürülen Ankara kedisi, 17. yüzyılda Avrupa'da yayılmış ve bu kedi için burada birçok dernek kurulmuştur. Marie Antoinette ve XIV. Louis gibi kral ve kraliçelerin saraylarına girmiştir.[129] 1962'de birçok Amerikan askerî personeli, Atatürk Orman Çiftliği'nde 45 yıllık bir üretim programının ürünü olan Ankara kedilerinden birkaç çifti Amerika Birleşik Devletleri'ne götürerek bu ırka ilginin yeniden doğmasını sağladılar.[7]
Tiftik keçisi olarak da bilinen[7][130] Ankara keçisi, 13. yüzyılda Orta Asya'dan Anadolu'ya göçen Türklertarafından, Hazar Denizi'nin doğusundan getirilmiştir.[131] İç Anadolu'nun iklim özelliklerine adapte olmuş ve zamanla Ankara'ya özgü bir hayvan olmuştur.[132] Ankara Keçisi Ankara'nın bütün ilçelerinde yetiştirilmekle beraber, en çok ürün alman ilçeler Ayaş,Beypazarı, Güdül ve Nallıhan'dır.[7] Türkiye haricinde Güney Afrika, Birleşik Devletler, Kanada, Yeni Zelanda, Rusya, Arjantin ve Brezilya'da yetiştirilmektedir.[130]
Kökeni Ankara olan Ankara tavşanının nesli 1723 yılında Türkiye'de tükenmiştir.[7] Aynı dönemde İngiliz denizcileri tarafından Fransa ve Birleşik Krallık'a götürülmüştür. Yüzyıllar sonra Almanya'da yaşayan bir Türk vatandaşı tarafından Türkiye'ye yeniden getirilerek Kayseri'de bir çiftlikte yeniden üretilmeye başlanmıştır.[7] Bugün bu tavşan türü sadece yün üreticileri tarafından özel olarak yetiştirilmektedir. Dünyada Ankara tavşanı yetiştiriciliği yaygın olarak yapılmaktadır. Günümüzde Çin Halk Cumhuriyeti, Fransa, Macaristan, Arjantin, Şili, Almanya, Brezilya bu tavşandan yün üreten başlıca ülkelerdir. Tavşan yününü işleyen en önemli ülkeler ise İtalya, Japonya, Almanya, Fransa, Hindistan ve Şili'dir. Dünyada Ankara tavşanı yünü üretiminin 8000-12.000 ton arasında olduğu tahmin edilmektedir. Üretimin %90'ı Çin Halk Cumhuriyeti tarafından yapılmaktadır.[133]
Eğitim ve öğretim açısından Türkiye'nin önemli merkezlerinden biri olan Ankara'da 150'den fazla ilk ve orta dereceli okul ile halk eğitim merkezi vardır.[134] Ayrıca on üniversite ve bir harp okulu hizmet vermektedir. Bu üniversiteler il genelinden öğrencilere eğitim verdiği gibi, il dışından ve öğrenci değişim programları ile yurtdışından gelen öğrencilere de eğitim vermektedir.[135][136][137]
- Ana madde: Ankara'daki üniversiteler
Ankara'da bulunan üniversitelerin bir bölümü Türkiye'nin[138], bir bölümü, Avrupa'nın ve dünyanın en önemli üniversiteleri arasında gösterilir.[139]Ayrıca Ankara'nın altı yaş ve üzeri nüfusunun 442.315'i en az bir üniversiteden mezun, 44.598'i yüksek lisans mezunu, 16.239'u ise doktora mezunudur.[140]
Ankara'da eğitim veren üniversiteler şunlardır:
- Devlet: Ankara Üniversitesi[141], Gazi Üniversitesi[142], Hacettepe Üniversitesi[143], Orta Doğu Teknik Üniversitesi[144]
- Özel: Atılım Üniversitesi[145], Başkent Üniversitesi[146], Bilkent Üniversitesi[147], Çankaya Üniversitesi[148], TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi[149], Ufuk Üniversitesi[150][151]
Türk Silahlı Kuvvetleri'nin karacı muvazzaf subay ihtiyacını karşılayan ve 1834'te Mekteb-i Harbiye adıyla İstanbul'da kurulan Kara Harp Okulu,1936 yılında Ankara'ya taşınmıştır.[152] 1991 yılından beri, 4 yıllık askeri eğitimin yanısıra, lisans düzeyinde sistem mühendisliği eğitimi vermektedir.[153]
Kentte en çok rağbet gören spor futboldur. İlin Turkcell Süper Lig'de bulunan dört spor takımı vardır. Bunlar: MKE Ankaragücü,Ankaraspor, Gençlerbirliği ve Hacettepespor'dur. Ankara bu sayıyla İstanbul'un ardından Turkcell Süper Lig'de en çok takımı bulunan kenttir. 2008-2009 sezonunu bu takımlardan MKE Ankaragücü 13., Ankaraspor 10., Gençlerbirliği 15., Hacettepespor 18. sırada tamamladı.[154] . Bu takımlardan MKE Ankaragücü, Gençlerbirliği ve Hacettepespor, 19.209 kişilik Ankara 19 Mayıs Stadyumu'nu[155],Ankaraspor 19.626 kişilik Yenikent ASAŞ Stadyumu'nu kullanmaktadır.[156]
Kent, İstanbıl'da düzenlenen 1959 Avrupa Basketbol Şampiyonası'ndan sonra Türkiyede düzenlenen ikinci Avrupa Basketbol Şampiyonası'na 2001 yılında ev sahipliği yapmıştır.[157] Bu şampiyonada Türkiye Millî Basketbol Takımı, Yugoslavya'nın ardından ikinci olmuştur.[158] İlin basketbol takımları, Beko Basketbol Ligi'nde TED Ankara Kolejliler ve Türk Telekom Basketbol Takımı, Türkiye Bayanlar Basketbol Ligi'nde Çankaya Üniversitesi Spor Klübü'dür. Bu takımlardan Türk Telekom Basketbol Takımı, üç kez Cumhurbaşkanlığı Kupası, iki Kez Türkiye Kupasını kazanmıştır.[159]