Şehir manzarası [değiştir]
İstanbul'un toplam 39 ilçesi vardır. Bu ilçelerin 25'i Avrupa Yakası'nda, 14'ü ise Anadolu Yakası'ndadır. İstanbul'un ilçeleri üç ana bölgeye ayrılmaktadır:
- Eski İstanbul'un tarihi yarımadası olan Fatih ve Eminönü (Eminönü ilçesi 2008 yılında bir yasa ile Fatih ilçesine bağlanmıştır. Günümüzde yarımadayı Fatih ilçesi oluşturmaktadır.) 15. yüzyıl'ın İstanbul'unu oluşturmaktaydı. Bu bölgenin kuzey kıyılarında Haliç bulunmaktaktadır. Batıdaki İstanbul Surları'na kadar uzanır. Güney sınırını Marmara Denizi denizi oluşturur. Doğuda ise Boğaz'ın girişi bulunmaktadır.[50]
- Haliç'in kuzeyinde bulunan Beyoğlu ve Beşiktaş ilçeleri tarih açısından büyük öneme sahiptir. Son Osmanlı Padişahları'nın sarayı Dolmabahçe Sarayı Kabataş'dadır.[51] İstanbul Boğazı kıyıları boyunca Ortaköy ve Bebek gibi eski semtler birbirlerini takip etmektedir. Şehrin her iki yakasındada Boğaz boyu devam eden lüks yalılar mevcuttur.
- Üsküdar (antik Chrysopolis) ve Kadıköy (antik Chalcedon) ilçeleri eski zamanlarda birer şehir iken zamanla değiştirilerek İstanbul'un ilçesi haline gelmişlerdir. İstanbul'un Anadolu Yakası'ndaki en eski ilçeleridir.[52][53] Günümüzde, birçok çağdaş yerleşim alanlarına ve iş sahası bakımından büyük öneme sahiptir. Şehrin nüfusunun üçte birine ev sahipliği yapmaktadır.

İstanbul'un tarihi semtlerinden batıya ve kuzeye gidildikçe büyük bir farklılaşma görülür. En yüksek gökdelenler ve ofis binaları Avrupa Yakası'da özellikle Levent, Etiler ve Maslak'ta toplanırken, Anadolu Yakası'nda ise Kadıköyilçesindeki Kozyatağı mahallesi dikkat çeker. 20. yüzyıl'da şehrin hızla büyümesi, doğudan batıya büyük bir göçün başlamasına neden olmuştur.[54] Böylece şehirdeki gecekondulaşma büyük bir hız kazanmıştır. Kaçak olarak hazine veya özel arazilere yapılan bu binalar, kısa sürede ve düşük kalitede yapılır. Türkiye'nin en büyük şehirleri arasında bulunan Ankara ve İzmir'de bu yapılar yaygındır. Gecekondular, çarpık kentleşmeye büyük ölçüde neden olmaktadır.[55]
İstanbul'un şehir yapısı ve şekli sürekli değişmektedir. Yunan, Roma ve Bizans dönemleri boyunca Konstantinopolis'in tarihi yarımadasında, Galata'da (Pera. sonraki adıyla Beyoğlu), Chalcedon (Kadıköy) ve Chrysopolis'te (Üsküdar) önemli derecede yenilenme ve büyümeler yaşanmıştır. Antik zamanlarda şuanki İstanbul'un tüm ilçeleri birer bağımsız şehirdiler. Bugün İstanbul, eski Konstantinopolis'in metropol hali olarak kabul edilebilir. Çünkü şehir o dönemlerden beri genişletilmekte ve yenilenmektedir.
Son yıllarda inşa edilen çok yüksek yapılar, nüfusun hızlı büyümesi göz önüne alınarak yapılmışlardır. Şehrin hızla genişlemesinden dolayı konutlaşma, genellikle şehir dışına doğru ilerlemektedir. Şehrin sahip olduğu en yüksek çok katlı ofis ve konutlar, Avrupa Yakası'nda bulunan Levent, Etiler ve Maslak semtlerinde toplanmıştır. Levent ve Etiler'de sayısı alışveriş merkezi vardır. Metrocity, Akmerkez ve Kanyon Alışveriş Merkezi en önemlileridir. Türkiye'nin en büyük şirketleri ve bankalarının merkezleride çoğunlukla bu bölgede bulunmaktadır.
20. yüzyılın ikinci yarısından itibaren, özellikle Anadolu Yakası'nda denize yakın yazlık konutların ve lüks köşklerin yapımına hız verilmiştir. Kadıköy ilçesindeki Bağdat Caddesi genişliği ve uzunluğuyla birçok alışverişmerkezi ve restoranı barındırmaktadır. Bu gelişmelerde bölgenin gelişimine olumlu katkıda bulunmuştur. Yaka da, son yıllarda gerçekleşen nüfus büyümesinin en büyük faktörü Anadolu'dan gelen göçtür. Günümüzde, kent sakinlerinin üçte biri Anadolu Yakası'nda yaşamaktadır.
Fatih'te bulunan ve bugün halen hizmet vermekte olan Belediye binası.
İstanbul'un halen görevde bulunan Belediye başkanı, Kadir Topbaş'tır.[56] Şehrin valisi ise Muammer Güler'dir.[57]
İstanbul, partili sistem ile başa gelen başkanlar tarafından yönetilir. Bu yönetim şekli 3 Nisan 1930'da İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin kurulmasından beri devam etmektedir. Belediye şehrin tüm karar yetkisini elinde bulundurmaktadır. Şehrin yönetimi 3 ana organda toplanmıştır. 1. Belediye Başkanı (her 5 yılda bir seçilir.), 2. Büyükşehir Konseyi, 3. Büyükşehir yönetim kurulu.
Bugünkü İstanbul Büyükşehir Belediye Binası Fatih ilçesinin Saraçhane adıyla bilinen bölgesinde bulunmaktadır. Bina, 17 Aralık 1953 yılında tamamlanmış, 26 Mayıs 1960 tarihinde belediye binası olarak hizmet vermeye başlamıştır.[58]
İstanbul'un toplam 39 ilçesi vardır. Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) hazırlamış olduğu 2008 yılı Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi (ADNKS) Nüfus Sayımı Sonuçlarına göre İstanbul'un Toplam Nüfusu 12.697.164 kişidir.
İstanbul'un 39 ilçesi nüfus sayısı bakımından 2008 yılı verilerine göre incelendiğinde en çok nüfuslu ilçesi Bağcılar, en az nüfuslu ilçesi de Adalar olmuştur. [59]
1922 ylında İstanbul'un şehir sınırlarını gösteren bir harita.
- Türkiye İstatistik Kurumu Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi (ADNKS) Nüfus Sayımı Sonuçları (2008)
İstanbul'un nüfusu son 25 yılda 4 katına çıkmıştır. İstanbul'da yaşayanların yaklaşık %65'i Rumeli yakasında; %35'si de Anadolu yakasında yaşar. İşsizlik sebebi ile bir çok insan İstanbul'a göç etmiş, genelde şehir etrafında gecekondu mahalleleri oluşturmuştur.
Tarihsel nüfus [değiştir]
İstanbul'un nüfusu tarih boyunca tahmini olarak (1927-2000 araştırmaların, 1927 öncesi tahmini rakamlarıdır) şöyledir :
İstanbul'un geçmişteki nufüs sayısı
Yıl |
Nüfus |
330 |
40.000 |
400 |
400.000 |
530 |
550.000 |
545 |
350.000 |
715 |
300.000 |
950 |
400.000 |
1200 |
150.000 |
1453 |
36.000 |
|
Yıl |
Nüfus |
1477 |
14.803[60] |
1566 |
600.000 |
1817 |
500.000 |
1860 |
715.000 |
1885 |
873.570 |
1890 |
874.000 |
1897 |
1.059.000 |
1901 |
942.900 |
|
Yıl |
Nüfus |
1914 |
909.978 |
1927 |
680.857 |
1935 |
741.148 |
1940 |
793.949 |
1945 |
860.558 |
1950 |
983.041 |
1955 |
1.268.771 |
1960 |
1.466.535 |
|
Yıl |
Nüfus |
1965 |
1.742.978 |
1970 |
2.132.407 |
1975 |
2.547.364 |
1980 |
2.772.708 |
1985 |
5.475.982 |
1990 |
6.629.431 |
2000 |
8.803.468 |
2007 |
11.372.613 |
|
İstanbul dünyadaki çoğu metropol gibi birçok insan topluluğu tarafından şekillendirilmiştir. Şehirdeki en büyük mensubu bulunan din İslamiyet'tir. Dini azınlıkları ise Yunan Ortodoks Kilisesi, Ermeni Apostolik Kilisesi, Katolik Levantenler veSefarad Yahudiler oluşturmaktadır. 2000 yılı nüfus sayımına göre; 2,691 faal camii, 123 faal kilise, 26 faal sinagog mevcuttur. Ayrıca 109 Müslüman mezalığı, 57'de gayrimüslim mezarlığı bulunmaktadır. Sayıları çok azalmadan önce, belirli ilçelerde bu dini azınlıklar yaşamaktaydı. Örneğin Kumkapı'da Ermeni nüfusu, Balat'da Yahudi nüfusu ve Fener'de ise Rum nüfusu vardı. Rum Ortodoks Patrikhanesi'nin ruhani lideri I. Bartholomeos, Fatih'in Fener semtinde bulunmaktadır. Bu patrikhane Hıristiyanlık dininin önemli bir kesimini oluşturan Ortodoks mezhebinin merkezidir.
İstanbul'daki en önemli camilerden biri olan
Sultan Ahmet Camii'nin iç avlusundan bir görünüm.
Şehrin en büyük dini grubunu müslümanlar oluşturmaktadır. Bunların yanı sıra, müslümanların en kalabalık mezhep formunu sunniler, bu mezhebi takibende aleviler nufüsça fazladır. 2007 yılındaki sayıma göre şehirde ki toplam camii sayısı 2,994'tür.[61] İstanbul, İslam Hilafeti'nin son merkezi olmuştur.[62] 1517 yılında Yavuz Sultan Selim ile başlayan halifelik, 3 Mart 1924 yılında Abdülmecit ile sona ermiştir.[63] 2 Eylül 1925 yılında da tekkeler kapatılmış, tarikat yasaklanmıştır. Böylelikle ülkede laik sistem başlamış ve bu değişimden en çok etkilenen il İstanbul olmuştur. Halifeliğin kaldırılmasının hemen ardından Diyanet İşleri Başkanlığı kurulmuştur. [64] Osmanlı Devleti döneminde var olan en yüksek yetkiye sahip Şeyhülislamlarda yerini Diyanet İşleri Başkanına bırakmıştır.
Şehir 4. yüzyıl beri Rum Ortodoks Patrikhanesi'nin merkezi olmuş ve diğer Ortodoks kiliselerinde merkezi olarak hizmet vermeye devam etmektedir. Aynı zamanda şehir, Türk Ortodoks Patrikhanesi ve İstanbul Ermeni Patrikhanesi'ninde merkezidir. Eski yıllarda Bulgar Piskopsluğu ön planda iken bu zamanla yerini Ortodoks Kiliselerine bırakmıştır. İstanbul'da yaşayan özellikle Rumlar ve Ermeniler, Osmanlı İmparatorluğu'nun çöküşü sırasında Türkler ile zaman zaman çatışmalar yaşamamış fakat Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulmasıyla düzen yeniden sağlanmıştır. Savaşlar nedeniylede 1914 ve 1927 yılları arasında şehirde bulunan Hristiyan nüfusu hızlı bir düşüş yaşayarak 450,000'den, 240,000'e gerilemiştir.[65] 1923 yılında yapılan Türkiye-Yunanistan Nüfus Mübadelesi'den İstanbul'da yaşayan Yunan Ortodoks toplumu muaf tutulmuştur.[66] Ancak İkinci Dünya Savaşı yılları bu azınlık için bir dizi vergiler getirilmiştir. (bkz. Varlık Vergisi)[67] 1955 yılında meydana gelen Rum azınlıklara yönelik tahrip ve yağma hareketi olan 6-7 Eylül Olayları'ı 11 Rum'un ölümüne ve 30 ile 300 kişinin yaralanmasına neden olmuştur. Bu olay sonucundada İstanbul'dan, Yunanistan'a hızlı bir şekilde göç artmıştır ve 12,000 Rum vatandaşlıktan çıkarılmıştır.[68]
İstanbul'un fethi ile birlikte bir çok kilise, camiiye çevrilmiştir. Bu camiilerden en büyüğü ve en önemlisi Fatih'in Eminönü semtinde bulunan Ayasofya'dır. Ayasofya Atatürk'ün isteğiyle ibadete kapatılmış ve Bakanlar Kurulu'nunda onayıyla 24 Kasım 1934'te müze olarak hizmet vermeye başlamıştır. Ayrıca Fenari İsa Camisi, Arap Camii, Kocamustafapaşa Sümbül Efendi Camii gibi eski yapılarda fetihden sonra camiiye çevrilen kiliselerdendir.
Sefarad Yahudileri 500 yılı aşkın süredir bu şehirde yaşamaktadırlar. İstanbul'daki Yahudiler'in bugünkü nüfusu 21,000 civarındadır. Aşkenaz Yahudileri, Sefarad Yahudileri'ne nispeten daha yeni ve çok daha küçük bir topluluktur. II. Dünya Savaşı sırasındaki Holokost (Yahudi Soykırımı) kurbanlarının büyük çoğunluğu Aşkenaz Yahudisi'dir. Birleşik Devletler'in de Yahudi nüfusunu çoğunlukla Aşkenaz Yahudileri oluşturur. Museviler'in ibadethaneleri sinangoglardır. Şehirde bulunan aktif sinagog sayısı ise 20'dir. [69]Bu sinagogların içinde en büyük taşıyanı Beyoğlu ilçesinin Karaköy semtinde bulunanNeve Şalom Sinagogu'dur. 1951 yılında ibadete açılan sinagog en büyük cemaatede sahiptir.[70]
Finansal merkezlerden
Leventve
Maslak'ı birbirine bağlayan Büyükdere Caddesi.
İstanbul, Türkiye'nin en büyük şehri ve siyasi olarak eski başkentidir. Kara ve deniz ticaret yollarının bir kavşağı olması ve stratejik konumu nedeniyle Türkiye'de ekonomik yaşamın merkezi olmuştur. Şehir aynı zamanda en büyük sanayi merkezidir. Türkiye'deki sanayi istihdamının %20'sini karşılamaktadır. Yaklaşık olarak %38'lik endüstriyel alana sahiptir. İstanbul ve çevre iller bu alanda; meyve, zeytinyağı, İpek, pamuk ve tütün gibi ürünler elde etmektedir. Ayrıca gıda sanayi, tekstil üretimi, petrol ürünleri,kauçuk, metal eşya, deri, kimya, ilaç, elektronik, cam, makine, otomotiv, ulaşım araçları, kağıt ve kağıt ürünleri ve alkollü içkiler, kentin önemli sanayi ürünleri arasında yer almaktadır. Forbes Dergisi'nin yaptığı araştırmaya göre 2008 yılı Mart itibariyle 35 milyardere sahip şehir dünya sıralamasında dördüncü olmuştur.[71]
İstanbul'da ilk olarak 1866 yılında hizmete giren Dersaadet Tahvilat Borsası, 1986 yılı başlarında mevcut yapı değiştirilerek bugünkü İstanbul Menkul Kıymetler Borsası (İMKB) açılmıştır.[72][73] 19. ve20. yüzyıl başlarında Galata semtinde bulunan Bankalar Caddesi Osmanlı İmparatorluğu için finans merkezi olmuştur. Bu bölgede Osmanlı'nın merkez bankası olan Bank-ı Osmanî (1856 yılından sonra yeniden düzenlerek 1863 yılından itibaren Bank-ı Osmanî-i Şahane)[74] ve Osmanlı Borsası bulunurdu.[75] Bankalar Caddesi, 1990 yılına kadar finans ve ekonomi merkezi olmayı korumuş fakat yenileşme hareketi başlaması sonucu modern iş merkezleri Levent ve Maslak bölgeleri olmuştur. 1995 yılında İMKB, Sarıyer'in İstinye semtinde bulunan bugünkü binasına taşınmıştır.[76]
Günümüzde İstanbul, Türkiye'nin %55 üretimine ve %45'lik ticaret hacmine sahiptir. Ülkede Gayrisafi millî hasıla'nın %21.2'lik kısmını oluşturur. 2005 yılında gayri safi yurtiçi hasılada 133 milyar dolarıbulmuştur. 2005 yılı verilerine göre İstanbul merkezli firmaların yaptığı ihracat rakamı 41,397,000,000 dolar olmuştur. 69,883,000,000 dolar değerinde ise ithalat yapılmıştır.[77]
İstanbul'un tarihi, anıtlar ve yapıtların fazlalığı, ve Boğaz'a sahip olması nedeniyle gözde turizm merkezlerinden biridir. İstanbul Belediyesi'nin 2000 yılı istatistiklerine göre kente iki milyon turist gelmiştir. Turistler arasında en büyük pay 208.000 kişiyle Almanlara aittir.[78] Almanları Amerikan, İngiliz, Fransız ve Ruslar izler. 2006 yılında kente 5 milyon 346 bin turist gelmiştir. Bu sayı, 2005 yılında gelen turist sayısından yaklaşık yarım milyon fazladır.[79]
Halk hizmetleri [değiştir]
- Ana madde: İstanbul'daki üniversiteler
İstanbul'da yedisi devlet yirmi dördü vakıf olmak üzere otuz bir üniversite vardır. Özellikle kamuya ait öğretim kurumları ülkenin en saygın ve en donanımlı üniversitelerindendir. Ancak son yıllarda da özel üniversitelerin sayısında bir yükselme olmuştur. Türkiye'nin en eski 3 devlet üniversitesinden ikisi İstanbul'dadır. İstanbul Üniversitesi 1453 yılında kurulmuştur ve Türkiye'nin en eski üniversitesidir.[80] İstanbul Teknik Üniversitesi (1773) ise dünyanın en eski üçüncü teknik üniversitesidir ve tamamen mühendislik bilimleri adanmıştır.[81][82] İstanbul'da tanınmış diğer devlet üniversiteleri; Boğaziçi Üniversitesi, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi ve Marmara Üniversitesi'dir. Ayrıca ülkenin en eski 4 vakıf üniversitesinden üçü bu kenttedir. Bunlar 1992 yılında kurulan İstanbul Ticaret Üniversitesi, Kadir Has Üniversitesi ve Koç Üniversitesi'dir.
İstanbul'da eğitim veren üniversiteler şunlardır:
- Vakıf: Acıbadem Üniversitesi,[90] Bahçeşehir Üniversitesi,[91] Beykent Üniversitesi,[92] Doğuş Üniversitesi,[93] Fatih Üniversitesi,[94] Haliç Üniversitesi,[95] Işık Üniversitesi,[96] İstanbul Arel Üniversitesi,[97] İstanbul Aydın Üniversitesi,[98] İstanbul Bilgi Üniversitesi, [99] İstanbul Bilim Üniversitesi,[100] İstanbul Kemerburgaz Üniversitesi,[101] İstanbul Kültür Üniversitesi,[102] İstanbul Şehir Üniversitesi,[103] İstanbul Ticaret Üniversitesi,[104] Kadir Has Üniversitesi,[105] Koç Üniversitesi,[106] Maltepe Üniversitesi,[107] Okan Üniversitesi,[108] Özyeğin Üniversitesi,[109] Piri Reis Üniversitesi,[110] Sabancı Üniversitesi,[111] Yeditepe Üniversitesi,[112] Yeni Yüzyıl Üniversitesi.[113]
Hemen hemen İstanbul'daki tüm özel lise ve üniversitelerde İngilizce, Fransızca ve Almanca gibi ana yabancı dil veya ikincil yabancı dil eğitimi verilmektedir. Galatasaray Lisesi, 1481 yılında Galata Sarayı Enderun-u Hümayunu adılya kurulmuştur. Daha sonraki adıyla Galatasaray Mekteb-i Sultanisi şehrin en eski lisesi olmakla birlikte, en eski ikinci eğitim veren kurumudur.[114] İstanbul Lisesi (1884) daha çok bilinen adıyla İstanbul Erkek Lisesi, uluslararası alanda tanınmış en eski liselerden biridir.[115] Üsküdar'ın Çengelköy semtindeki Kuleli Askeri Lisesi ise şehrin tek askeri lisesidir.
Anadolu Liseleri, Türkiye'de eğitim veren lise türlerinden biridir. Anadolu Liseleri'i sınavla (bkz. SBS) öğrenci kabul etmektedir. Her lisede farklı olarak yabancı dil eğitimide vardır. Kadıköy Anadolu Lisesi, Türkiye ve dünya çapında tanınmış anadolu liselerindendir.[116] İlk olarak kolej ismini taşımışlardır fakat daha sonra Anadolu Lisesi ismine geçilmiştir. İstanbul'da çok sayıda yabancı azınlık bulunmasından dolayı 19. yüzyıl'da yabancı liselerde artış görülmüştür.Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulmasından sonra birçok yabancı okul Milli Eğitim Bakanlığı idaresine girmiştir. Fakat bazı liseler halen yabancı idaresi altındadır. Özel İtalyan Lisesi, İtalya hükümeti tarafından yönetilmekte ve İtalyan devlet okulu olarak kabul edilmektedir. Ayrıca finansman ve öğretmen ihtiyacı Başkent Roma'dan sağlanmaktadır.[117] 1863 yılında kurulan Robert Koleji ve diğer birçok okul bunların arasında sayılabilir.[118]
İstanbul, çoğu Roma, Bizans ve Osmanlı dönemlerine ait geniş koleksiyonları içeren çok sayıda kütüphaneye sahiptir.[119] Tarihi belge koleksiyonları açısından en önemli kütüphaneler, Topkapı Sarayı Kütüphanesi, İstanbul Arkeoloji Müzeleri Kütüphanesi, Beyazıt Devlet Kütüphanesi, Süleymaniye Kütüphanesi, İstanbul Üniversitesi Kütüphanesi ve Atatürk Kütüphanesi'dir
İstanbul çok sayıda hastane, klinik ve laboratuvarla birlikte ülkenin tıbbi araştırma merkezidir. Bu tesislerin çoğu yüksek teknolojik ekipmanlara sahiptir. Bu imkanların tıbbi turizme etkisi vardır ve kent bu alanda çok hızlı ilerlemektedir.[120]Öyleki İngiltere ve Almanya gibi Batı Avrupa ülkeleri dar gelirli hastalarını yüksek teknolojik tıbbi tedavi ve operasyonlar için İstanbul'a göndermektedir.[121] İstanbul özellikle lazer Oftalmoloji (Göz cerrahi) ve plastik cerrahi için küresel bir durak haline gelmiştir.[120]
Kentte özellikle hava kirliliği sağlık için büyük bir sorun oluşturmaktadır. Özel araçların artması ve kamu ulaşımının yavaş ve yetersiz olması bu sorunu artırmaktadır. Bu sorunla ilgili olarak Ocak 2006'da yalnızca kurşunsuz benzin kullanımı planlanıyordu.[122]
Kentin su ihtiyacını karşılamak için yapılan sistemler şehrin kuruluş dönemine kadar uzanmaktadır. İki en önemli su kemeri, Roma döneminde inşa edilmiş Mazul Kemeri ve Bozdoğan Kemeri (Valens Kemeri)'dir. Şehrin Kuruluş dönemlerinde su ihtiyacı, yeraltı kaynaklarından sağlanıyordu. İlk önemli su tesisleri Roma döneminde yapılmıştır.[123] Roma İmparatorları'ndan Valens, Halkalı civarından Beyazıt'a kadar su getirtmiş ve bu su yolu için Mazul Kemer ile Bozdoğan Kemeri'ni inşa ettirmiştir.[124] Ayrıca Valens zamanında Belgrad Ormanları'nda bir bent de yaptırılmıştır. Kağıthane Deresi'nin suları ızgaralarda toplanarak şehrin su ihtiyacını karşılamak için kullanılmıştır. Toplananlar sular şehrin çeşitli sarnıçlarına toplanmıştır. Bu sarnıçların en büyük ve en önemlileri Binbirdirek Sarnıcı(Philoxenos) ve Yerebatan Sarnıcı'dır. Şehirde nüfusun giderek artması sonucu yine su sıkıntıları çekilmeye başlanmış, bunun üzerine Kanuni Sultan Süleymanbu sorunun çözülmesi için "Ser Mimaran-ı Cihan ve Mühendisan-ı Devran" diye ma'ruf Mimar Sinan'ı görevlendirdi. Böylece 1555 yılında Kırkçeşme Su Tesislerinin inşaasına başlanmış oldu.[123] Daha sonraki yıllarda suya olan ihtiyacın ve halkında isteği sonucu, küçük ikmal şebekleriyle halkın kullanımına açık çeşmeler yapılmaya başlandı.
Bugün, suları klorlama, Atık su arıtma, dezenfekte etme ve dağıtma gibi hizmetler İSKİ (İStanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi) tarafından yürütülmektedir.[125]Ayrıca bazı özel kuruluşlarda temiz su dağıtımı yapmaktadır. İstanbul'da elektrik dağıtımı ve bakımı ise Türkiye Elektrik İletim A.Ş. tarafından yapılmaktadır.[126]Kentin ilk elektrik üretim tesisi ise 1914 yılında kurulan ve 1983 yılına kadar hizmet veren Silahtarağa Elektrik Santrali'dir.[127]
Osmanlı Devleti'nde ilk Posta ve Telgraf Bakanlığı 23 Ekim 1840 yılında, Tanzimat Fermanı ile yaşanan gelişmelerin sonucu olarak kurulmuştur.[128] İlk postane ofisi olan Postahane-i Amire Yeni Cami avlusu yakınlarındaydı.[128] İlk Uluslararası ise 1876 yılında kurulmuş, 1901 yılında ise havale türü ve kargo gibi işlemlerin kabulüne başlanmıştır.[128] 1847 yılında Samuel Morse tarafından telgrafın patenti alınmıştır. Samuel Morse'un bu yeni buluşu, eski Beylerbeyi Sarayı'nda (Beylerbeyi Sarayı 1861-1865 yıllarında aynı yere yenisi inşa edildi.) bizzat Padişah Abdülmecit tarafından test edilmiştir.[129] Bu başarılı deneme sonrasında, İstanbul ve Edirne arasında ilk telgraf hattı kurulumu 9 Ağustos1847 yılında başlamıştır. 1855 yılında Telgraf İdaresi kurulmuş,[128] 23 Mayıs 1909 yılındada 50 hat kapasiteli ilk manuel telefon santrali Büyük Postane adıyla Sirkeci'de hizmet vermeye başlamıştır.
Önemli mekânlar [değiştir]
İstanbul Surları [değiştir]
-
İstanbul'un etrafını çeviren surlar tarihte 7. yy.dan başlayarak inşa edilmiş, yıkılmalar ve yeniden yapmalarla dört defa elden geçmiştir. Son yapımı M.S. 408'den sonradır. II. Theodosius (408-450) zamanında İstanbul surları Sarayburnu'ndan Haliç kıyısı boyunca Ayvansaray'a bu taraftan ve Marmara kıyısı boyunca Yedikule'ye, Yedikule'den Topkapı'ya, Topkapı'dan Ayvansaray'a uzanıyordu. [130] Surların uzunluğu 22 km.'dir . Haliç surları 5.5 km., kara 6,5km., Marmara Surları ise 9 km.'dir.
Kara surları üç bölümden oluşur. Hendek, dış sur,iç sur. Hendekler bugün tarım alanı olmuştur. Sura bitişik ve 50 m. aralıklarla kara surları tarafında, birçoğu yıkılmış, çatlamış durumda 96 burçbulunmaktadır. Bu burçlar, boydan boya uzanan sur duvarlarından 10 metrelik çıkıntıda, çoğunlukla kare planlı ve 25 metre yüksekliğindedir.
Dolmabahçe Sarayı [değiştir]
-
Dolmabahçe Sarayı, Karaköy'den Sarıyer'e uzanan sahil şeridinin Kabataş ile Beşiktaş arasında kalan bölümünde, Marmara Denizi'nden Boğaziçi'ne deniz yoluyla girişte sol sahilde, Üsküdar'ın karşısında yer alan saray. Denizden yer alınıp doldurulmasıyla ortaya çıkan alana yapıldığı için dolmabahçe adını almıştır. Yapımı için dış devletlerden borç alınmıştır. [131] Dolmabahçe Sarayı'nın bugün bulunduğu alan, bundan dört yüzyıl öncesine kadar Osmanlı Kaptan-ı Derya'sının gemileri demirlediği, Boğaziçi'nin büyük bir koy'u idi. Dolmabahçe sarayı hala eski güzelliğini korumaktadır. Geleneksel denizcilik törenlerinin yapıldığı bu koy zamanla bir bataklık hâline geldi. 17. yüzyıl'da doldurulmaya başlanan koy, padişahların dinlenme ve eğlenceleri için düzenlenen bir "hasbahçe"ye dönüştürüldü. Bu bahçede çeşitli dönemlerde yapılan köşkler ve kasırlar topluluğu, uzun süre Beşiktaş Sahilsarayı adıyla anıldı.[132]
-
Haliç, (batılıların deyişi ile Altın Boynuz) İstanbul'un bir koyudur. Haliç'in kelime anlamı, nehir ağızındaki koy demektir. Yunan efsanesine göre; Megaralılar, kralları Beyaz'ın annesi Keroessa için Altın Boynuz ismini vermişlerdir. Bizans döneminde kolonileşme de burada başlamıştır. Aynı zamanda Bizans İmparatorluğu'nun denizcilik merkeziydi.Sahil boyunca uzanan duvarlar,şehri bir deniz filosu atağından korumak için inşa edilmiştir. Haliç'in girişinde istenmeyen gemilerin girişini engellemek için, şehirden karşıya eski Galata kulesi'nin kuzeydoğu ucuna uzanan geniş bir zincir vardı. Bu kule Latin haçlılarınca 4.Haçlı seferinde 1204 yılında geniş bir şekilde tahrip edildi. Fakat Ceneviz'liler yanına yeni bir kule inşa ettiler. Bu kule meşhur Galata Kulesi 1348 Christea Turris (Tower of Christ:İsa'nın Kulesi) diye adlandırılır.
Beylerbeyi Sarayı [değiştir]
-
Beylerbeyi sarayı 1861-1865 yıllarında, eski ahşap bir sahil sarayının yerinde Sultan Abdülaziz tarafından Sarkis Balyan'a yaptırılmıştır. [133]
Topkapı Sarayı [değiştir]
-
Topkapı Sarayı, İstanbul'da yer alan ve dünyada günümüze gelebilmiş sarayların en eskisi ve genişidir.[134] Konumu, Haliç’i, Boğaziçi’ni ve Marmara denizi gören, İstanbul’un ilk kuruluş yeri olan bilinen akropol tepesidir. Tarihi İstanbul üçgen yarımadasının en uç noktasında, 5 km'yi bulan surlarla çevrili, 700.000 m2 özel araziye sahip bir komplekstir.
-
Yıldız Sarayı ilk kez Sultan III. Selim'in (1789-1807) annesi Mihrişah Sultan için yaptırılmış, özellikle Osmanlı padişahı II. Abdülhamit zamanında Osmanlı Devletinin ana sarayı olarak kullanılmış, günümüzde Beşiktaş İlçesi’nde yer alan bir saraydır. [135][136] Dolmabahçe Sarayı gibi tek bir bina halinde değil, Marmara denizi sahilinden başlayarak kuzeybatıya doğru yükselip sırt çizgisine kadar tüm yamacı kaplayan bir bahçe ve koruluk içine yerleşmiş saraylar, köşkler, yönetim, koruma, servis yapıları ve parklar bütünüdür.
Çırağan Sarayı [değiştir]
-
İstanbul, Beşiktaş ilçesi, Çırağan Caddesi üzerinde bulunan tarihi saray. Haliç ve Boğaziçi’nin en güzel yerleri sultanlar ve önemli kişilere saray ve köşkleri için tahsis edilmişti. Zaman içinde bunların bir çoğu yok olmuştur. Büyük bir saray olan Çırağan da 1910 yılında yanmıştı. [137] Önceki bir ahşap sarayın yerinde 1871 yılında Sultan Abdülaziz tarafından Saray Mimarı Serkis Balyan’a yaptırılmıştı. Dört yılda 4 milyon altına mâl olan yapının ara bölme ve tavanı ahşap, duvarlarda mermer kaplıydı. Taş işçiliğinin üstün örnekleri sütunları zengin döşenmiş, mekânlar tamamlardı. Odalar nadide halılarla, mobilyalar altın yaldızlar ve sedef kalem işleri ile süslüydü. Boğaziçi’nin diğer sarayları gibi Çırağan da birçok önemli toplantıya mekân olmuştu. Renkli mermerle süslenmiş cepheleri, abidevi kapıları vardı ve arka sırtlardaki Yıldız Sarayına bir köprü ile bağlanmıştı. Cadde tarafı yüksek duvarlar ile çevriliydi. Yıllar boyu harabe halinde duran kalıntı büyük tamirler sonunda yeniden ihya olmuş, yanına ilave edilen eklentiler ile beş yıldızlı, güzel bir sahil oteline dönüştürülmüştür. Bahçesinde süs havuzu, bir iskele ve bir helikopter pisti bulunmaktadır. Günümüzde birçok sosyal aktiviteye ev sahipliği yapmaktadır. [138][139]
Taksim Meydanı [değiştir]
-
Taksim semti ve meydanı adını, eskiden Galata-Beyoğlu suyunun "taksim edildiği", Taksim Maksemi'nden almıştır.
Meydan olmadan önce, eski evlerin sıralandığı dar bir bölge olan semt, meydan haline getirilip genişletildikten sonra, zamanla bugünkü görünümünü almıştır. Meydanın ortasındaki Cumhuriyet Anıtıve çevresi bugün tören yeri olarak kullanılıyor ve buluşma yeri işlevini üstleniyor. [140] Meydan'ın başlangıcından Tünel'e kadar Nostaljik tramvay çalışır. [141]
Taksim Meydanı’nın simgesi haline gelen Cumhuriyet Anıtı İtalyan heykeltraş Pietro Canonica'ya yaptırılmış, 1928 yılında yerine yerleştirilmiştir. Anıtın yapımı 2,5 yıl sürmüş, anıt taş ve bronz kullanılarak yapılmıştır. [142] Cumhuriyet dönemi anıtlarından ilk defa figüratif bir anlatımla Atatürk'ü ve yeni düzeni anlatan bir heykeldir.[143] Anıt dikilmeden önce Taksim'de alan özelliği yoktu.
Sultanahmet Meydanı [değiştir]
-
İstanbul'un en önemli meydanlarından biri. Bizans devrinde Hipodrom olarak bilinirdi. “Hipodrom” Yunanca "hippos" (at) ve "dromos" (yol) sözcüklerinin bileşiminden oluşan ve "atyolu" anlamına gelen bir kelimedir. Osmanlı döneminde buraya At Meydanı denirdi. [144] [145] Günümüze çok az kalıntıları kalan Bizans devri önemli yapıları ve abideleri Hipodrom çevresinde inşa edilmişti. “Büyük Saray” diye bilinen İmparatorluk Sarayı Hipodromun yanından başlar, aşağılara, deniz kenarına kadar uzanırdı. Bu Saraydan günümüze bir büyük salonun yer mozaik panosu gelebilmiştir. Şehrin en önemli meydanı Agusteion ve burası ile cadde arasında Milerium zafer takı bulunurdu. Cadde Roma’ya kadar uzanan yolun başlangıcı idi ve ilk kilometre taşı da buradaydı. [146]
Osmanlı zamanında da Yeniçeri isyanları bu bölgede olur, kırk gün kırk gece süren şehzade sünnet düğünleri, şenlikler burada yapılırdı. Halide Edip'in İstanbul'un işgaline karşı konuşma yaptığı Sultanahmet mitingi de burada yapılmıştır.[147] Meydanın orta yerinde Kayzer II. Wilhelm'in ziyaret hatırası olarak yapılmış olan Alman Çeşmesi bulunmaktadır. [148] Meydanın batısında ise İstanbul Adliyesi yer almaktadır. Meydan günümüzde İstanbul'un en önemli turistik merkezidir.
Beyazıt Meydanı [değiştir]
İstanbul'un Eminönü ilçesinde bulunan tarihi bir meydandır.İstanbul Üniversitesi ve Tarihi Kapalı Çarşı'ya ev sahipliği yapmaktadır.Beyazıt Camiini de içinde bulunduran meydan turistlerin uğrak noktasıdır.
Özgürlük Meydanı [değiştir]
Bakırköy semti istanbulun en kalabalık nufüsuna sahip semttir. Bu semtin en popüler mekanlarından biri de Özgürlük meydanıdır.
Kültür ve çağdaş yaşam [değiştir]
Sahne ve Güzel Sanatlar [değiştir]
İstanbul giderek zengin kültürel, sosyal ve ticari faaliyetler açısından daha renkli bir yer haline gelmektedir. Dünyaca ünlü pop starları stadyumları doldururken, opera, bale ve tiyatro gibi görsel sanatlar yıl boyu sahnelenmeye devam etmektedir. Mevsimsel festival boyunca, dünyaca ünlü orkestralar, koral müzik grupları ve caz müziğinin efsane isimleri konser vermektedirler. 1982 yılından beri düzenlenmekte olan Uluslararası İstanbul Film Festivali, Avrupa'daki en önemli film festivallerinden birisidir.[149] Güzel sanatlarla ilgili olarak 2 yılda İstanbul Bienali düzenlenmektedir.
2004 yılında açılan İstanbul Modern Sanat Müzesi sık sık Türk ve yabancı sanatçıların sergilerine ev sahipliği yapmaktadır.[150] Ayrıca Pera Müzesi ve Sakıp Sabancı Müzesi'de dünyanın ünlü sanatçılarının sergilerini barındıran kentin önemli müzelerindendir.[151][152] Haliç'in kıyısında kurulan Rahmi M. Koç Müzesi'nde genellikle sanayi, ulaşım, endüstri ve iletişim tarihine ait 1800 ve 1900'lü yılların araba, lokomotif, tekne, denizaltı ve uçakları sergilenmektedir.
1881 yılında kurulan İstanbul Arkeoloji Müzesi kendi türünde dünyanın en büyük müzelerinden biridir.[154] Müzede Akdeniz Havzası, Balkanlar, Orta Doğu, Kuzey Afrika ve Orta Asya'ya ait 1 milyon arkeolojik parça bulunmaktadır. Sultanahmet Meydanı'nda bulunan Büyük Saray Mozaikleri Müzesi geç Roma İmparatorluğudönemi ve erken Bizans İmparatorluğu dönemine ait Büyük Saray'ın taban mozikleri ve duvar süslerini barındırır. Bu müzeye oldukça yakın olan Türk ve İslam Eserleri Müzesi'nde ise çeşitli İslam uygarlıklarına ait geniş bir koleksiyon bulunmaktadır. Türkiye'nin ilk özel müzesi olan Sadberk Hanım Müzesi'de eski Anadolu uygarlıklarından, Osmanlılara kadar uzanan geniş bir yelpazede birçok eser içerir.[155]
Beşiktaş ilçesinde yer alan Yıldız Sarayı, İstanbul Antika Fuarı'na ev sahipliği yaparak Doğu ve Batı'dan birçok antika eseri bir araya getirmiştir.[156] Şişli'nin Mecidiyeköy semtinde bulunan Çok katlı Mecidiyeköy Antikacılar Çarşısı şehrin en büyük antikacılar çarşısıdır. 1455 - 1461 yılları arasında II. Mehmet tarafından yaptırılan Eminönü'ndeki Kapalı Çarşı mücevher, halı, sanat eseri ve antika eşyalar satan sayısız dükkan vardır.[157] Beyazıt Meydanı'ndaki tarihi ve nadir kitapların satıldığı Sahaflar Çarşısı, dünyanın en eski kitap çarşılarından birisidir. Sürekli olarak geç Roma, Bizans ve Osmanlıdöneminden bu yana faaliyet göstermektedir.[158]
Canlı gösteriler ve konserler için ev sahipliği yapan bir numaralı tarihi mekanlar Aya İrini, Rumeli Hisarı, Yedikule Hisarı, Topkapı Sarayı avlusu ve Gülhane Parkı'dır. Önemli bir kültür öğelerinden birideTürk Hamamı'dır. Osmanlı döneminde yapılan ve buna en iyi örnek olan Çemberlitaş Hamamı (1584), Fatih'in Çemberlitaş semtindedir.[159]
Geleneneksel plajlar su kirliliği nedeniyle yavaş yavaş kaybolmaktadır. Ancak son zamanlarda şehirde eski plajlar yeniden açılmaktadır. Kentin yüzme için en çok tercih edilen yerleri, Bakırköy, Küçükçekmece, Sarıyer ve Boğaz'dır. Şehir dışında kalan Adalar, Silivri ve Tuzla'nın yanı sıra Karadeniz'e kıyısı bulunan Kilyos ve Şile de yüzmek ve dinlenmek için tercih edilmektedir.
Prens Adaları, Marmara Denizi'ndeki bir grup adadan oluşmaktadır. Kartal ve Pendik ilçelerinin güneyinde kalan adalarda 19. ve 20. yüzyıl başlarından kalma birçok çam ve fıstık çamı vardır. Ayrıca bu dönemden kalma neoclassical andart nouveau tarzında Osmanlı yazlık konkları vardır. Adalarda başlıca balık ve deniz yemekleri yaygındır. İstanbul'a uzak mesafede bulunan Şile ilçesi yazlık ve dinlenme yeri olma özelliği ile bilinir. Şehir merkezine uzaklığı 50 kilometredir. Bozulmamış beyaz kum plajı bulunur.
Kapalı Çarşı, dünyanın en büyük kapalı alışveriş merkezlerinden birisidir.
İstanbul'da sayısız tarihi alışveriş merkezleri vardır. Öyleki Kapalı Çarşı (1461), Mahmutpaşa Çarşısı (1462) ve Mısır Çarşısı bunlardan en önemlileridir. İlk modern alışveriş merkezi ise Bakırköy ilçesinde bulunan Galleria'dır. Daha sonraki yıllarda bu tür alışeveriş merkezlerinin sayısı artmıştır. 1993 yılında Akmerkez, Avrupa'nın ve Dünya'nın en iyi alışveriş merkezi ödülünü kazanan Metrocity (2003),Cevahir Alışveriş Merkezi (2002) ve 2006 yılında yapımı tamamlanan Kanyon Alışveriş Merkezi bunlardan bazılarıdır.
İstanbul, geleneksel Türk lokantaları ile birlikte, Avrupa ve Uzak Doğu'lu birçok restoran ve diğer mutfakları bünyesinde barındırmaktadır. Kentin en önemli meyhane ve barları şehrin en canlı yerlerinden biri olan Beyoğlu ilçesindeki İstiklal Caddesi'nde toplanmıştır. 1876 yılında açılan Çiçek Pasajı, pekçok tarihi meyhane, bar ve restoranı içerisinde bulundurmaktadır. 1870 yılındaki büyük Beyoğlu yangını sonucu yanarak yıkılan Naum Tiyatrosu'nun yerine Hristaki Zografos Efendi tarafından inşa ettirilmiştir. Rum Cleanthy Zanno'nun mimarlığında yeni bir tip çarşı binası olarak Cité de Péra adıyla açılmıştır.
Diğer tarihi bar ve kahvehaneler Tünel Pasajı çevresindeki alanlarda ve Asmalımescit Sokağı yakınlarında bulunur. İstiklal Caddesi çevresindeki bazı tarih mahalleler farklı şekillerde yeniden restore edilmiştir. Galatasaray Lisesi yakınlarındaki Cezayir Sokağı'nda resmi olmayan adıyla bilinen La Rue Française[160][161] de (Fransız Sokağı) frankofon barlar, kafeler ve canlı müzik dinletisi sunan restaronlar bulunmaktadır.[162]
İstanbul da tarihi balık lokantalarıda oldukça ünlüdür. En popüler balık lokantaları genellikle Boğaz'da ve şehrin güneyindeki Marmara Denizi kıyılarındadır.[163][164]Ayrıca Marmara Denizi'ndeki en büyükPrens Adaları (Büyükada, Heybeliada, Burgazada ve Kınalıada) ve İstanbul Boğazı'nın kuzey girişinde bulunanAnadolu Kavağı'da tarihi balık restoranlarıyla ünlüdür.
Şehirdeki pek çok gece kulübü, barlar, restoranlar ve tavernalar canlı müzik ile birlikte insanlara hizmet vermektedir. Gece kulüpleri, restoran ve barların sayısında artışla birlikte yaz aylarında artan sıcaklık insanları bu yerlere çekmektedir. Özellikle İstiklal Caddesi ve Nişantaşı çevrelerinde kafeler, restoranlar, barlar, kulüpler, sanat galerileri, tiyatro ve sinemalar yoğunlaşmıştır. Babylon[165] ve Nu Pera Beyoğlu'daki yaz ve kış hizmet veren gece kulüplerindendir.
En popüler açık hava gece kulüpleri İstanbul Boğazı kıyılarında bulunur. Ortaköy semtinde bulunan Sortie[166], [167] Reina[168][169] ve Anjelique[170] bunlardan bazılarıdır. Ortaköy semtinin bir diğer önemli mekanlarından Q Caz Bar ise canlı caz müziği ile insanlara şık bir ortam sunmaktadır.
Maslak semtindeki İstanbul Arena ve Boğaziçi'ndeki Kuruçeşme Arena[171] dünyanın dört bir köşesinden gelen gelen ünlü şarkıcı ve orkestraların canlı konserlerine ev sahipliği yapmaktadır. Maslak semtindeki bir başka yerlerden birisi olan Parkorman[172], Music TV'nin 2002 yılındaki canlı konser ve partilerine ev sahipliği yapmıştır.
- Ana madde: İstanbul halk taşımacılığı
Kent dışı ulaşım [değiştir]
Karayolu ile ulaşımda kullanılan Büyük İstanbul Otogarı, 1980'li yıllarda Topkapı'da bulunan İstanbul Trakya Otogarı'nın yetersiz gelmesi üzerine, 1987'de yapımına başlanmış, 1994 yılında hizmete girmiştir.[173]
Kente demiryolu ile ulaşım için kullanılan Haydarpaşa Garı, 1908'de İstanbul - Bağdat Demiryolu hattının başlangıç istasyonu olarak inşa edilmiştir. Gar, TCDD'nin ana istasyonudur. İstanbul'unAnadolu Yakası'nda Kadıköy'de bulunur. Osmanlı İmparatorluğunun son dönemlerinde bu istasyondan Bağdat Demiryolu yanında Hicaz Demiryolu seferleri de yapılmaya başlanmıştır.[174]
Kente havayolu ile ulaşım için Atatürk[175] ile Sabiha Gökçen Havalimanları mevcuttur.[176]
Kentin Türkiye'deki önemli merkezlere uzaklığı şöyledir: Adana 939, Ankara 454, Antalya 724, Bursa 243, Edirne 227, Diyarbakır 1372, Gaziantep 1136, İzmir 565, Konya 663, Kayseri 770, Samsun733, Trabzon 1079 km.[177]
Kent içi ulaşım [değiştir]
İstanbul Raylı Sistem Haritası
İlde kent içi ulaşımda kullanılmak üzere İETT tarafıdan işletilen metro, tramvay, metrobüs ve otobüslerin yanında İDO tarafından işletilen deniz otobüsleri ve feribotlar dakullanılmaktadır. İstanbul,1876'da yapılan Tünel ile toplu taşımada metronun ilk kullanıldığı yerlerdendir. Yapımına 2004 yılında başlanan Marmaray tamamlandığında, Avrupa yakası ile Asya yakası arasında metro ile yolculuk yapılabilecektir.[178] Kentte dokuz adet raylı sistem hattı vardır ve bu hatların uzatılması ve yenilerinin yapılması projeleri vardır.[179] Kentte ayrıca 1510 m uzunluğundaki Fatih Sultan Mehmet ve 1071 m uzunluğundaki Boğaziçi Köprüleri ile Avrupa Yakası ile Asya Yakası arasındaki ulaşım sağlanır.
Metro
- Ana madde: İstanbul metrosu
İstanbul Teknik Üniversitesi Müzesi'nde, son senelerde eski kitaplar arasında bulunarak sergilenen, Avant Projet d'un Metropoliain a Constantinople(İstanbul'da bir metro ön projesi) L. Guerby Ing. imzasını taşıyor. Projenin eldeki mavi ozalit kopyası 1/5.000 ölçeğinde. Güzergah üzerindeki 24 istasyonTopkapı suriçi tramvay durağından başlayarak Şişli tramvay durağında son buluyor. İstasyonlarda peron uzunlukları 75 m; en uzun ara 975 m, en kısa ara 220 m olarak önerilen proje, 10 Ocak 1912 tarihini taşıyor.
İstanbul Metrosu ile ilgili yapılan son proje IRTC kapsamında 1987'de gerçekleştirilen çalışmadır. Bu konsorsiyum İstanbul Metrosu ile birlikte "Boğaz demiryolu tüneli" projesini de birlikte hazırlamıştır. Bu etütte metro güzergahı 16.207 m olup istasyonları Topkapı - Şehremini - Cerrahpaşa - Yenikapı - Unkapanı - Şişhane - Taksim - Osmanbey - Şişli - Gayrettepe - Levent - 4.Levent olan bir hat önermiştir. Bu projenin Taksim-4. Levent arası açılmış olup, kalan kısımları inşa halindedir. Ayrıca kuzeyine 4.Levent-Maslak-Darüşşafaka-Hacıosman hattı inşaatı devam etmektedir ve Taksim-4. Levent ile birleştirilmesi çalışmaları sürmektedir.
2004 yılında temelleri atılan ve yapımı devam eden Marmaray Projesi'nin 2011 yılına kadar tamamlanması planlanmaktadır. Avrupa ve Asya yakasını İstanbul Boğazı'nın altından birleştirecek banliyö hattı iyileştirme projesidir. Adının ilham kaynağı olan Ankaray ve Bursaray'dan tamamen farklıdır. Zira Ankaray ve Bursaray birer metrodur. Marmaray ise Manş Denizi'ndeki Eurotunnel benzeri bir demiryolu projesidir. Bununla beraber İstanbul metrosuna bağlantıları da vardır. [180]
İlk Türkçe gazete Takvim-i Vekayi, 1 Ağustos 1831 tarihinde Bâb-ı Âli semtinde basıldı.[181] Bâb-ı Âli böylece medyanın en önemli merkezi haline gelmiştir. İstanbul, Türkiye'nin medya başkenti olmakla birlikte çeşitli yerli ve yabancı basın kuruluşları arasında büyük bir rekabet vardır. Türkiye'nin önemli ulusal medya ve yayın kuruluşlarının merkezide çoğunlukla İstanbul'dadır. Aynı zamanda Ankara ve İzmir'de de yayın merkezleri vardır.[182] İstanbul merkezli büyük gazete kuruluşları olan; Hürriyet, Milliyet, Sabah, Radikal, Cumhuriyet, Zaman, Türkiye, Akşam, Star, Tercüman, Vatan, Takvim, Yeni Şafak ve ilk İngilizce gazete olan Hürriyet Daily News bunların başlıcalarıdır. Ayrıca çok sayıda yerel - ulusal TV ve radyo istasyonlarıda İstanbul'da bulunmaktadır. CNBC-e, CNN Türk, MTV Türkiye, Fox Türkiye, NTV, Kanal D, ATV, Show TV, Star TV, Cine5, SKY Türk, TGRT Haber, Kanal 7, KanalTürk, Flash TV ve diğer birçok sayıdaki TV kuruluşları bunların arasındadır. Şehirde yüzü geçkin FM radyo istasyonuda bulunmaktadır.[183]
Bizans ve Roma dönemlerinden beri bir çok spor faaliyetine ev sahipliği yapan İstanbul; günümüzde futbol, basketbol, voleybol ve çeşitli motor yarışlarına ev sahipliği yapar. Türkiye liglerinin üç büyüğü Galatasaray, Fenerbahçe ve Beşiktaş'ın antrenman ve maç sahaları burada bulunmaktadır. [184] [185] Bunun yanında basketbolda Efes Pilsen, Galatasaray Cafe Crown, Fenerbahçe Ülker ve Beşiktaş Cola Turka ile voleybolda Eczacıbaşı, Beşiktaş, Vakıf Bankası ve Fenerbahçe Acıbadem gibi takımlar şehrin önemli kulüpleridir.
Atatürk Olimpiyat Stadı, UEFA'nın beş yıldızlı stadları arasındadır ve 2005 Şampiyonlar Ligi Finali'ne ev sahipliği yapmıştır. [186] Aynı şekilde Şükrü Saraçoğlu Stadı da 2009 UEFA Kupası Finali'ne ev sahipliği yapmıştır.
Dünyanın en büyük spor organizasyonlarından biri olan Formula 1 yarışlarına ev sahipliği yapmakta olan İstanbul Park Pisti, toplam 2 milyon 215 bin m2'lik bir alanı kaplamaktadır.[187]
Türkiye'nin en önemli hipodromu olan Veli Efendi Hipodrom'u bu ilimizdedir.
Stadlar ve Salonlar [değiştir]